Saate bakmayı öğrenince herkes yaşlanır
iki kere iki dört edince ben de yaşlandım
cam kenarında yolculuğa benzerdi yaşamak
manzaralar ve sorular art arda birikince
zordu yorgunluğu katlayıp bir yastık yapmak
Şimdi uzak bir yerde günleri çekiştiriyor kuşlar
o kuşlar kadar günlerin de ömrü çok kısa
oysa benim ağacım yontulmak için fazla budaklı
ellerimi havaya kaldırmam hiçbir yoklamada
çünkü rehnetmem edersem fethederim bir kalbi
kim gelirse yanıma kimin yeri varsa yanımda
yaşayacak kadar eski bulur beni ve ölecek kadar yeni
Düşün, kırılan parmağını nasıl doğrultur insan
işte öyle doğrultuyorum şimdi bu şiiri
şairler kendinden bahsedecek kadar yalnızlar
ölmek de bir dil alışkanlığı artık sevmek gibi
kahvelerin hatırı kalmadı bunu cezveler iyi bilir
kırık parmağa sorarsan yamandır dünyanın hali
sessiz harflerden sakınmalı, susmak tehlikelidir
Mustafa Köneçoğlu
yaşama bölüp eksik kalanlarını misliyle çarptım
sonuç çoğalan dünyanın içsel yalnızlıkları...
...
şimdi her şey akıp giderken
dallarında birikip sarkanlara uzanamıyorum
çünkü boyum kısa
çünkü gölgem izin vermiyor
çünkü mazeretler uzun...