Yazarsam, okur musun?
* * *
- Çünkü ancak hikâyesi anlatılan insanlar var olur.
Yazar, eserini yazmakla zihnindekini ve kalbindekini sayfalara nakşetmiştir ve her şey satır aralarında en mükemmel haliyle yerini almıştır. Olaylar, duygular, düşünceler, hayaller… tıpkı evlerimizin en özel yeri, misafir odaları gibi. Oralar misafir ağırladıkça görevini yerine getirmiş olmanın huzurunu yaşarlarken, eserler de okundukça anlam kazanmış olurlar.
Hayat, hikâyelerin en büyüğüdür ve insan da o hikâyenin başkahramanıdır. Ondandır belki, okunmayı bekleyen en büyük kitap kâinattır, sözü. Evet, hayatın kendisi bir hikâyedir ve insanlar kendi paylarına düşeni o hikâyede yaşarlar. Kimi insan verilen görevi yerine getirmeye gayret ederken, kimileri de eksik kalmışlıklarını yazarak tamlama gayretinde olur.
...
Ama ne olursa olsun gerçekçi bir tavırla zamana ve mekâna ayna olmaya gayreti vardır, yazarın. Toplumsal gerçekliği açtığı pencerede en görünür haliyle yansıtma gayreti boynunun borcudur.
Çünkü o asrının tanığıdır ve zamanı gelince ondan hesap sorulacaktır.
- Yaşadığımın farkına varmak için yazıyorum.
Mustafa Işık