Mustafa Kirenci

Kısas-ı Enbiyâ yazarı
Yazar
Derleyen
Editör
9.0/10
3 Kişi
11
Okunma
4
Beğeni
1.066
Görüntülenme

En Eski Mustafa Kirenci Sözleri ve Alıntıları

En Eski Mustafa Kirenci sözleri ve alıntılarını, en eski Mustafa Kirenci kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Görüntü görüntüyü, ses sesi yer Aşk dedikleri işte böyle bir yer Herkes gibi olmak, olmayacak bir şey Herkes gibi olmak, olmamak gibi bir şey” Cinas, tezat, tenasüp, benzetme, sihr-i helâl, tekrir... gibi söz sanatlarının dört dizeye sığdırılabilmiş olması ilginçtir. Söz ve anlam sanatlarının bu yoğunluğu lirik anlatımın öne çıktığının birbaşka göstergesidir... Şiirler serisinin üçüncü kitabı olan Körfez/Şahdamar/ Sesler, imge yoğunluğu ve lirik ifade bakımından diğerlerine göre daha öne çıkmış görünür. Bence Sezai Karakoç'un en güzel, en başarılı şiirlerinin yer aldığı bu kitabı oluşturan hemen her şiir bir imge patlamasıdır... (Monna Rosa şiiri |, sağlam bir imge temeli üzerine bina edilmiş sırça köşkler gibidir. Bu sırça köşkün kapıları ve pencereleri daima yarı aralıklar, hiçbir zaman sonuna kadar açılmaz... Monna Rosa lirik anlatımın doruğa ulaştığı bir şiir-kitaptır. Yaşantı şiirinin ilginç örneklerinden biridir bu şiir. Şairin imge yaratma yeteneği bu şiirden aldığı güçle sonraki şiirlerine taşınmış, şiire derinlik sağlayan imge yoğunluğu giderek daha disipline bir şekilde yansımıştır. Monna Rosa da doğa görüntüleri yaşantıya dayanan izlenimlerle birleşmiş, bunun sonucunda da duyguların lirik ifadesi bu şiiri ortaya çıkarmıştır. Baki Asiltürk, Lwdingirra Dergisi (Özel Sayı), Sayı: 9, Bahar 1999,
Her sabah şair sabah yıldızına içini dökmekte üzüntülerini paylaşmaktadır. Bunun belki de en başlıca sebebini bize şiir söylemekte: “Bütün dünya mahküm, bizim kolumuz ve kanadımız, her yanımız zincirle bağlı olmasına rağınen, yalnız sabah yıldızı özgürdür.” Dünyadakiler mahkümdur kimi mazlumların hayatını kararttıkları ve kimi de karanlıklarla mücadele etmedikleri için. O ise özgürdür, ışıklarını saçabildiği, insanlara şafağı haber verdiği yani kendisine verilen görevi sadakatle yerine getirdiği için.
Reklam
... Yine de suç benimdir, onların değil benim Karanlıkları delen bir ışık olamadım Akıtamadım ayağına gönlümün pınarını Senin gönül kentine bal ve sütten bir nehir ...
Bir Bunalım Çağında Toplum Fesefeleri isimli eserinin girişinde Sorokin'in düşüncelerine kulak verecek olursak: “Normal zamanlarda bile, en azından birkaç düşünür ya da bilgin, insanın kaderi —belirli bir toplumun nereden gelip nereye gittiği, nasılı ve niçini- üstüne kafa yorar. Ciddi bunalım anlarında ise, bu sorunlar birdenbire, teorik
Diriliş külliyatı, düşünce yapımızı inşa eden kavramları esas anlamına ve özüne irca ederek tüm varlığa, yaratılmış olan her şeye dikkat ve duyarlık sahibi olma yolları; insana varoluşunu geliştirebileceği bakış açıları sunmakta; insanı üstün bir bilinç sahibi olmaya çağırmaktadır: “Avcı tüfeğini yöneltmiş avcı vurma bu kuşu Bu rengi bozma bu düzeni değiştirme Bu altın tüyler kan görmesin Seni evde beklerken çocuklar Onun da yuvasında bekleyen yavruları var Tüfeğini yere çevir Bu ölüme ancak yer dayanır Bu ölümü ancak yer kabul eder Bu ses göklere uygun ve ayarlı Üstünde kuş uçmayan ağaçları düşün
Biliyoruz ki, Allah'tan başka her şey ve herkes, gelip geçecektir. Şeftali çiçeği renkli baharlardan, bal renkli yazlardan sonra, bir gün yapraklar sararacak ve dökürlecek ve sonbahar rüzgârları esecektir. Fakat, bütün bu mevsimler geçtikten sonra, sonraki baharlar ve yazlar için gerekli tohumlar, toprağa düşmüş olacaktır. Baki olan Allah, ve baki kalan, O'na doğru yol almakur” , (Diriliş'in Beşinci Dönem çıkışı için yazılan “Yeniden Çıkış” yazısından: Diriliş dergisi, Ekim 1979, Sayı: 61, Sayfa: 7)
Reklam
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.