1941 yılında Samsun’un Kavak ilçesinin Alaca köyünde doğdu. Küçük yaşta öksüz kaldı. İlkokulu ve hafızlığını aynı köyde bitirdi. Merzifon ve İstanbul’da Kur’an-ı Kerim hıfzı çalıştı. İstanbul'da ilk dinlediği üstad Abdurrahman Gürses oldu. İmamlıkla beraber yazı hayatı da başladı. Hat sanatına ilgi duyarak Hamit Aytaç’tan icazet aldı. 1965’te Osman Reis Camii imam hatipliğine tayin edildi. 1988’de emekliye ayrıldı. Yazı ve şiirleri Yeni Asya ve İslam gazete ve dergilerinde çıktı. 1965 yılından bu yana 50'den fazla eser yazdı. 28 Eylül 2009 tarihinde İstanbul’da Sarıyer Yeniköy'deki evinde vefat etti.
Ünvan:
Türk Şair, Yazar, Hattat
Doğum:
Alaca, Kavak, Samsun, Türkiye, 1941
Ölüm:
Yeniköy, Sarıyer, İstanbul, Türkiye, 28 Eylül 2009
Şimdi hilim, hayâ, edep, ahlâk ve yumuşaklık incisi Hz. Osman (r.a.)'in dilinden dökülen gaybî incileri sizlere sunuyorum. Allah ondan razı olsun ki, o din büyüğü şöyle buyurdular; "Duvarın altında ikisine ait bir hazine vardı; babaları da sâlih bir kimse idi." Mealindeki âyet hakkındaki görüşü. (Kehf suresinde)
Hazine, altından bir sahifedir; üzerinde yedi satır yazı vardır;
Birincisatırda: "Ölümü bilip de gülen kimseye şaşarım."
İkincisatırda: "Dünyanın fâni olduğunu bilip de ona rağbet eden kimseye şaşarım!"
Üçüncüsatırda: "Her şeyin kader ile döndüğünü bilip de elden çıkan şeye üzülen kimseye şaşarım!"
Dördüncüsatırda: "Bir hesaba tâbi tutulacağını bildiği halde mal toplayan kimseye şaşarım!"
Beşincisatırda: "Cehennem ateşini bilip de günah işleyen kimseye şaşarım!"
Altıncısatırda: "Allah'ı yakinen bilip de O'ndan başkasını anan kimseye şaşarım!"
Yedincisatırda: "Cennet'i yakinen bilip de dünyada istirahat uman kimseye ve bir de şeytanı düşman bildiği hâlde ona itaat eden kimseye şaşarım!.. "