Mustafa Ragıp Esatlı

Mustafa Ragıp Esatlıİttihat ve Terakki'nin Son Günleri yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
0
Okunma
1
Beğeni
736
Görüntülenme

Hakkında

1896 yılında babasının resmi görevle bulunduğu Rumeli'nin Taşlıca ilçesinde doğdu. Babası, Yalova Kaymakamlığı görevindeyken vefat eden Mehmet Ali Bey'dir. Büyükbabası Tanzimat dönemi edebiyat ve düşünce hayatımızın ünlü simalarından Namık Kemal'in ilk eşi Nesime Hanım'ın da babası olan, Niş kadılığında bulunmuş Mustafa Ragıp Paşa'dır. Annesi Sapanca kökenli bir aileden Binnaz Hanım'dır. Annesinin erken bir zamanda vefatıyla on yaşlarında İstanbul'la gelen Mustafa Ragıp'ın bakımı ve yetiştirilmesini Nişantaşı'nda ikamet eden halası Zeynep Hanım üstlenir. İlk ve orta öğrenimini burada tamamlar. 1915 yılında Darülfünun Edebiyat Fakültesini bitirir; Rıza Tevfik'in yanında Tarih ve Felsefe ihtisası yapar. Askerliğini Birinci Dünya Savaşı sırasında hesap memuru olarak Yemen'de yapan Mustafa Ragıp, 12 Eylül 1929 yılında Tikveşli bir ailenin kızı olan Naciye Hanım'la evlenir. Naciye Hanım'la yaptığı bu evlilikten 1933 yılında Berrin adında bir kızı dünyaya gelir. Gazetecilik Hayatı, Vefatı ve Eserleri: Mustafa Ragıp Esatlı 1913 yılında arkadaşları Mabeyinci Bekir Beyzadelerden Abid ve kardeşi Halim ile birlikte Safahat-ı Şiir ve Fikir adlı bir dergi çıkarır. 3 sayı kadar süren dergide dönemin genç ediplerinden Halit Fahri (Ozansoy), Orhan Seyfi (Orhon), Selahattin Enis, Hıfzı Tevfik (Gönensay), Safi Necip ve İhsan Raif Hanım'ın ürünleri yayımlanır. Gazetecilik hayatının bu ilk yıllarında ömürleri kısa süren istiklal ve Nihai adlı dergileri yayımlar. Daha sonra Hürses, İkdam ve Haber gazetelerinde çalışır. 1928 yılında girdiği Akşam gazetesinde 1953 yılına kadar istihbarat şefi olarak görev yapar. Bu yıllarda Mehmet Alioğlu müstear ismiyle Tasvir, Son Saat ve Son Posta gazetelerinde günlük olaylara ait yorumları; Mehmet Reşid müstear ismiyle Hürriyet gazetesinde tarihi konularla ilgili fıkraları yayınlanmıştır…
Unvan:
Gazeteci
Doğum:
1896

Okurlar

1 okur beğendi.
1 okur okuyor.
14 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Yakup Cemil Bey sükûtla mukabele etmektense işi kalenderliğe ve şakaya boğmak isteyerek dedi ki: -Müstantik, sana bir şey söyleyeyim. Her dediğimi yazıyorsun. Fakat şimdi söylediklerimi yazma! -Hele anlat bakayım ne diyeceksin? -İttihatçının biri kendisini hayat sigortasına geçirmek istemiş, doktor muayenesini yaptırmış, sigorta şirketinde bütün muamelesi bitmiş. Sigorta memuru kağıdı imza edip vermek için İttihatçının adını, yaşını, babasını, ikametgâhını sorduktan sonra "Sanatın nedir" sualine karşı bizim arkadaş da "İttihatçıyım" deyince, sigorta memuru: "O halde muameleniz ikmal edilemez, sizi sigorta edemem çünkü bizim kumpanya sehpaya çekilmesi muhakkak olanları sigorta etmez! Halbuki siz İttihatçısınız, İttihatçılar ecellerinden ölmezler, mutlaka salıncağa binerler!" demiş. Müstantik ciddi bir tavırla sordu: -Ne demek istiyorsun? Yakup Cemil Bey gülerek dedi ki: -Galiba sen de beni salıncağa bindireceksin! Bu suallerinden öyle anlıyorum. Fakat sana bir şey söyleyeyim müstantik. Benimle Murat şişmanız, ipe pek yakışmayacağız ama Nevzat uzundur, iyi gelecek!
Reklam
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok