Mustafa Sağ

Mustafa SağEvrensel Çağrı Kur'an Meali yazarı
Yazar
9.7/10
9 Kişi
31
Okunma
2
Beğeni
1.755
Görüntülenme

Mustafa Sağ Sözleri ve Alıntıları

Mustafa Sağ sözleri ve alıntılarını, Mustafa Sağ kitap alıntılarını, Mustafa Sağ en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bize bu dünyada ve öteki dünyada iyilikler,güzellikler ver,kuşkusuz biz Sana yöneldik.
Reklam
Kıskandığı zaman, kıskanç olanın kötülüğünden,Rabbin ışığına sığınırım.
Rabbim,beni bağışla bana merhamet et;Sen,merhamet edenlerin en hayırlısısın/en iyisinin.
“Rabbim,hesabın görüleceği gün,beni,anamı,babamı ve insanları bağışla!”
Siz gönlünüzdekini sözle açıklasanız da,içinizde gizleseniz de,Muhakkak ki Allah,gizliyi ve gizlinin gizlisini bilir.
Reklam
O,doğunun ve batının Rabbidir;yani evrende ne varsa,her şeyi koruyup-kollayandır.O'ndan başka ilah yoktur;bir vekil olarak sadece O'na sığın.
FECR(Tan Vakti)SURESİ
15.Insan ilginçtir. Ne zaman Rabbi, denemek için insana bolca verip iyilik etse; "Rabbim bana cömert davrandı" der 16.Fakat ne zaman da Rabbi, rızkını daraltip onu denerse, bu sefer de; "Rabbim bana hor bakti," der 17.Hayır! Öyle değil! Doğrusu siz, oksuze karşı cömert davranmiyorsunuz 18.Yoksulu yedirip giydirme konusunda birbirinizi teşvik etmiyorsunuz
Sayfa 62 - KOÇAK
Dipnot
Hz.Muhammed'in "ümmi"olduğu,yani okuma yazma bilmediği,tüm dinsel kitaplarda ve Müslümanlar arasında yaygındır.Halbuki peygamberimiz okuma yazma biliyordu ve "ümmi"kelimesinin. Araf suresi 157,158,Cumua suresi 2 ve diğer Kur 'an boyu geçen ayetlerdeki "ümmi"kelimesi okuma yazma bilmiyor anlamına değil,kitap sahibi olmayan o günkü Arapların tümü için söylenen Kur 'an sal bir kavramdır.
Koçak
Reklam
Alak(Embriyo)Suresi
Bismillahirrahmanirrahim 1.Ey Muhammed! Her şeyi yaratan Rabbin adına oku/ öğren
Sayfa 41 - Koçak
Göklerin ve yerin yaratılışı dillerinizin meleklerinizin farklılığı da Allah'ın ayetlerindendir kuşkusuz bilgi sahipleri için bunda ibret vardır. (Bak. Tum Suresi 22) Allah vahyinin insanlar tarafından anlaşılması için, onları yine onların dili ve anlayışları ölçüsünde buyruklarını indirmiştir. Allah, kendine ait kelamı insana ait bir lisan vasıtasıyla beşer seviyesine indirmiştir. Çünkü lisan toplumsal bir olgudur. O, toplum arasındaki iletişimi aracılık eder kelam ise anlamı olan vahiydir Dolayısıyla lisan kelimesi ister Arapça olsun ister başka diller olsun kullanımda hiçbir zaman Allah'a izafe edilmemiştir ve edilemez.
Allah'ı '' Bir''liğinden maksat, sayıksal anlamda 'iki' nin yarısı olan 'bir' değildir. Çünkü Allah, zaman ve Mekandan münezzeh olduğu gibi sayıdan da münezzehtir. Allah hiçbir şeye benzetilemeyeceği gibi sayı ile de ifade edilemez. Buradaki 'Bir' ''birleştirici ortak değer' dir.Allah'ın birliğinden maksat, O'nun bütün insanların ortak Rabbi ve Allah'ı olmasıdır.Bu bakımdan bir kimse Allah'a inansa bile, O'nun aynı zamanda bütün insanların ortak Allah'ı olduğunu kabul etmiyorsa, bu, '' Allah'ın birliği'' ilkesi ile örtüşmeyen bir anlayıştır. Aslında hiç kimse Allah'ı inkar etmiyor. Ne var ki, ötekinin Allah'ı ile kendi Allah'ının aynı Allah olduğunu içine sindiremiyor.Allah'ın birliğinin bilinçli olarak kavranmasının ifadesi '' Allah'ımız birdir. '' şeklinde olmalıdır. Kur'an, Allah'ın birliği ile ilgili olarak şu iki noktada sürekli insanları uyarmaktadır: Allah'ın Yaratıcı Birliği Allah'ın Rab Birliği
İslam Dini, kimsenin tekelini alamayacağı hiç kimsenin kendisini dışında göremeyeceği yaratılış yasasıdır. Bu bağlamda tüm peygamberlerin tebliğ ettikleri dinin ortak adı İslam tüm insanlığın dinidir. Müslüman ise Allah'ın birliğine gönülden teslim olan ve buyruklarını yerine getiren kişidir. bu özelliği taşıyan kişi tarihin hangi döneminde hangi toplumu da ve hangi kültürde yaşamış olursa olsun Kur'an'a göre Müslümandır. '' İslam '' ve '' Müslüman '' kavramları herhangi bir zaman dilimi ve özel bir toplulukla sınırlandırılamaz. Al-i İmran suresi 67,Ali İmran suresi 52, Hac suresi 78
- İnsanlık alemini, Allah yanında sıkıntıya düşürecek en büyük tehlike, Peygamberlere insanüstü bir varlık sıfatı atfederek, Tanrısal vasıflarında tek olan Allah'a ortak koşmaları olacaktır. Bilinçsizce inananlar ya da ortak koşanlar, peygamberleri, Allah'ın buyruklarını insanlara duyurmak için, Allah tarafından görevlendirilmiş bir ''peygamber'', bir ''elçi'' olarak değil de, sanki peygamberler kendilerinden o makamlara gelmiş gibi, onları peygamber atayan Allah'ın vasıflarıyla birleştirip, Allah'ın ortakları ya da Allah'tan çok peygamberleri överek, yücelterek, onları insanüstü birer varlık olarak göstermeleri çok ciddi bir tehlikedir. Böylece Allah'a ait ilahlık kavramlarını peygamberlere yükleyerek Tanrılaştırırlar. Yahudilik aleminin Hz. Üzeyir'e , Hristiyanlık aleminin Hz. İsa'ya Allah'ın oğlu demeleri, onlara olan sevgilerini, Allah'ın vasıflarıyla birleştirmelerinden dolayıdır. Müslüman alemine gelince, Hz. Muhammed'in vefatından seneler sonra ve devam eden yüzyıllar içinde Müslümanlar, Peygamber'e olan sevgilerini, Allah'ın vasıflarıyla birleştirerek, örneğin ''çaresizliğimizi görünce yardımımıza koşan bir şefkat ve merhamet zirvesidir bizim peygamberimiz...'' gibi ve daha niceleriyle, Allah'a ait olan ilahlık kavramının anlamını, peygambere yüklemişlerdir. Böylece, ''Ben size ne bir zarar, ne de bir yarar verme gücüne sahip değilim. Allah'tan bir duyuru ve mesajını iletirim'' (Cin 21-23 ) diyen peygamberden, ''Allah, yanında bize şefaat edecek...'' (Yunus 18) diye şefaat bekleyerek ne yazık ki, Yahudi ve Hristiyanlık aleminin düştüğü hataya düşmekle karşı karşıya kalmaktadırlar.
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.