Hakkında
1959 yılında Karaman’da doğan Mustafa TURAN, İlk ve Orta öğrenimini Karaman’da tamamladıktan sonra Ankara Yüksek Öğretmen Okulu öğrencisi olarak A.Ü. İlahiyat Fakültesi Felsefe-Kelam Bölümü’nden 1982 yılında mezun oldu.
1983 yılında A.Ü. Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü’nde Araştırma görevlisi olarak göreve başladı. 1984 yılında Yüksek Lisans ve 1990 yılında da Doktorasını tamamladı.
1992 yılında İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü’ne Yardımcı Doçent olarak atandı. 1995 Yılında Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’ne geçti.
1998 yılında Doçentlik unvanını aldı.
2003 yılında Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde Yakınçağ Tarihi Anabilim Dalı’na atandı.
2004 yılında Profesör oldu.
Görev yaptığı üniversitelerde akademik faaliyetlerinin yanı sıra idari görevlerde bulundu.
Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Muhabir Üyeliği; Yayın-Çalışma Grubu Üyeliği ve Bilim Kurulu Üyeliği görevinde bulundu. Çeşitli komisyonlarda görev aldı.
Halen Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde görev yapmakta olup Türk İstiklal Harbi, Yakınçağ Osmanlı Dış Politikası, Tarih Felsefesi, Türkiye’nin Jeopolitiği gibi konularda Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora dersleri vermektedir.
Tez danışmanlıkları ve projelerinin yanı sıra Yakınçağ Osmanlı Tarihi, Milli Mücadele Tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi konularda yazılmış kitap, makale ve bildirileri bulunmaktadır. Evli ve üç çocuk babasıdır.
Unvan:
Prof. Dr.
Doğum:
Karaman, 1959
Okurlar
2 okur beğendi.
13 okur okudu.
18 okur okuyacak.
Sözler ve Alıntılar
2- Sivas Kongresi
... Harbord, böyle bir umudun ne mantığa, ne askeri gerçeklere uyduğunu söylemiş ve "Birtakım insanların kendi canlarına kıydıklarını biliyoruz. Şimdi de bir ulusun intiharına mı tanık olacağız?" sorusunu sormuştur. Mustafa Kemal, General Harbord'u da etkileyecek olan şu cevabı vermiştir: "Sözleriniz doğrudur General. İçinde bulunduğumuz durumda yapmak istediğimiz şey, ne askerlik açısından, ne de başka bir açıdan açıklanabilir. Ancak her şeye rağmen, yurdumuzu kurtarmak, özgür ve uygar bir Türk devleti kurmak, insan gibi yaşayabilmek için yapacağız bunu. Başaramazsak, bir kuş gibi düşmanın avucu içine düşecek ve ağır ve şerefsiz bir ölüme katlanacak yerde atalarımızın çocukları olarak, döğüşerek ölmeyi tercih ederiz."
Sayfa 71 - Siyasal KitabeviKitabı okudu
Emperyalizmin Biçtiği Gömlek: Sevres Antlaşması
Bernard Lewis, Sevres Antlaşması hakkında şunları söylemektedir: "Sevres Antlaşması pek insafsızdı ve Türkiye'yi, en zengin illerini ilhak eden devletlerin ve ulusların insafına dayanarak yaşayabilecek, çaresiz, kötürüm ve gölge bir devlet halinde bırakacaktı. Yenilmiş Almanya'ya empoze edilenden çok daha ağırdı ve Türkiye'de bir ulusal yas günüyle karşılandı."
Sayfa 97 - Siyasal KitabeviKitabı okudu
Hiçbir zafer gaye değildir. Zafer ancak kendisinden daha büyük olan bir gayeyi elde etmek için belli başlı vasıtadır, gaye fikirdir. Bir fikrin istihsaline dayanmayan zafer payidar olamaz, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin payidar olması için çağdaş medeniyetin bir ortağı, bir parçası haline gelmek için binbir fedakârlıkla sağlanan bağımsızlığın muhafazası şarttır.
Sayfa 306 - AtatürkKitabı okudu
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
