Bir yandan özgür davranmak isteyip bir yandan da kıskanılmak, himaye edilmek istenmek sonunda da bu sebeplerle kavgaya tutuşmak kadınların en saf çelişkisidir.
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 164 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim.
Bu
Günümüzün Anlatıcıları: Resul Bulama İle Konuştuk
Kişiyi yazmaya yönelten temel etken hayaller mi yoksa gelişen şartlar mı? Ya da diğer bir etken... Sizde hangisi daha etkili oldu?
“İsmet Özel, "Yaşamayı bileydim yazar mıydım hiç," diyor ya, bundan daha güzel anlatılamaz sanıyorum. Hayalleri veya gelişen şartları birbirinden ayırmak güç. Birini öne çıkarıp diğerini yok sayamaz, yazma iddiasıyla yola çıkan biri. Hangi faktör baskın olursa olsun sanatsal değere sahip bir yazı için bir uyumsuzluk olmalı yazarda. Ya hayalleri uzakta kalmalı, ya da yaşadıklarında onu rahatsız eden bir şey. Yoksa yazmak çekilesi değil.”
Günümüzün Anlatıcıları: Metin Nart İle Müzeyyen Çelik K.
Kişiyi yazmaya yönelten temel etken hayaller mi yoksa gelişen şartlar mı? Ya da diğer bir etken... Sizde hangisi daha etkili oldu?
"İnsanın varlığını sorgulaması," falan diye başlarsam yeni Zeitgeist'in okurları tarafından tiye alınacağımı biliyorum. Doğrusu hikâyenin doğrusunu anlatmak. Merhum Kemal Koton'un, "Hatıralar gerçekte yaşadıkların değil, uydurduklarındır," özdeyişini okuyunca, üzerinde biraz düşünüp merhumu haklı buldum ve karar verdim uydurmaya. Uydurduklarım mı yaşadıklarım, hatıralarım mı yazdıklarım karman çorman oldu. İşte bu güzel karmaşa meğer yazarak yaşanıyormuş.
Söyleşinin devamı için: kitaphaber.com.tr/gunumuzun-anlat...
Günümüz Anlatıcıları: Metin Nart ile Müzeyyen Çelik K. söyleşisi Kitap Haber aracılığıyla.
Kısa kısa öykülerden oluşan bir eser. Öykülerin birbiriyle bağlantısı olmadığı gibi pek ortak yönleri de yok gibi. Öykülerin giriş gelişme sonuç kısımları yerine bir olayın o an yaşanan kısmını ya da bir iç konuşmanın akışını okuyoruz. Kendimizi bir anda olayların içinde buluyoruz. Öyle pek umutlu öyküler beklemeyin. Kitabın adından da anlaşılacağı üzere ağırlıklara hazır olun. Öyküleri okurken birinin bile ağırlığı içinize çökmüyorsa bu dünyada (ülkede) yaşamamış sayın kendinizi. Bu benim öyküm, senin öykün, onun öyküsü....
“Kamu Baş Rüyacısı” ve Müzeyyen Çelik Öykücülüğü Üzerine Bir İnceleme
Hece, İtibar, Mahalle Mektebi, Aşkar gibi dergilerde öyküleri yayımlanan eğitimci-yazar Müzeyyen Çelik'in Ebabil Yayınları'ndan çıkan ilk kitabı Kamu Baş Rüyacısı 2014 yılında okurlarla buluştu. Eser, sabah ve akşam anlamlarına gelen "Subh" ve
Kısa kısa hikayelerden oluşan kısa ama etkileyici bir kitap. Çok fazla dil oyunlarına başvurmadan, hayatın tam orta yerinden, çıplak gerçekliği bir anda önünüze seriveren hikâyeler. Bu hikayelerden illa ki birinin kahramanı muhakkak sizsiniz.