Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

N. A. Smirnov

7.5/10
2 Kişi
5
Okunma
0
Beğeni
622
Görüntülenme

Hakkında

Unvan:
Yazar

Okurlar

5 okur okudu.
2 okur okuyor.
9 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
M.L. Tomara'nın teorisi
M. L. Tomara, “İslamın Doğuşu ve Sınıfsal Temeli” (“Ateist”, 1930, sayı: 58) başlıklı makalesinde, İslamın doğuşu üzerine oldukça özgün bir görüş öne sürdü. Araştırmacı, Arabistan halkının temel uğraşının ilkel biçimdeki bir tarım olduğu savından hareket ediyor (s. 20). M. L. Tomara, okuru, XVIII-XIX. yüzyıl gezginlerinin betimlemelerinden bir
Sayfa 230 - Evrensel YayınlarıKitabı okudu
V. İ. Lenin, dinle mücadelenin gerekliliğine işaret eder ve bu mücadeleyi nasıl yürütmek gerektiğini öğretir. Bu mücadele, sadece ateist bir vaazla sınırlanmamalı. Dine karşı verilen mücadele, dinin asıl kökenine yöneldiğinde, emekçi güçlerin toplumu ezen kapitalizme karşı yürüttüğü savaşımla, yani proletaryanın sömürüye karşı verdiği sınıf mücadelesinin amaçlarıyla bütünleştiği zaman ancak başarıya ulaşabilir...
Sayfa 101 - Evrensel YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gerici Türk burjuvazisi, ezilen sınıfları kendi ideolojisinin etki alanına çekmek için İslam dinini kullanıyor. Sömürü ve yokluk içinde boğulmuş halk kitlelerinin ağır ekonomik durumu, mistisizm için zemin yaratıyor. S. Turhanov, bununla, bazı kentlerde çalışmalar yürüten Bahai bir örgütün örgütlenme süreciyle doğrulanan dindarlığın, son zamanlarda Türkiye’de güçlendiğini açıklıyor. Gericiliğin canlanması da eski düzeni koruma yönünde, açıkça İslami bir söylemle ortaya çıkıyor. S. Turhanov, 1930 Aralığındaki Menemen başkaldırısına ilişkin bilgiler veriyor. İsyanın elebaşı Derviş Mehmed, kendini, sözde İslamı egemen kılmak üzere yeryüzüne gelmiş bir “mehdi” (Mesih) olarak ilan etmişti. Dincilerin Türkiye’deki eylemleri güçleniyor; bununla birlikte onlar, toplumsal yönden aşağılanmışlığından, politik haksızlığa uğramışlığından, yoksulluğundan, cehalet ve eğitimsizliğinden yararlanarak köylülüğün içine yuvalanıyorlar.
Sayfa 278 - Evrensel YayınlarıKitabı okudu
Kur'anın Şiirsel Yanı
Kaştalyeva, Kuran’ın özellikle poetik biçiminin Puşkin’in dikkatini çektiği yargısına varıyor. Puşkin, “Kuran’a Öykünmeler”de, Kuran çevirisinde erişebildiği poetik biçimin bütün öğelerini, bunlarla birlikte kendi kaynağının içeriğini (sadece poetik yapıtlarda kullanılabilecek biçem) de vermiştir. Buradan hareketle, Kaştalyeva, Kuran’ın Puşkin’i ilgilendirdiğini, çünkü onda Muhammed’in yarattığı poetik bir yapıt niteliği gördüğü sonucuna varıyor. “Kuran’a Öykünmeler”in K. S. Kaştalyeva tarafından yapılan parlak bilimsel çözümlemesini verdikten sonra, Kuran’a, yani poetik gelenekler içinde yetişen Muhammed’in uyaklı bir biçim verdiği bu bireysel yaratısına ilişkin Kaştalyeva’nın yanlış bir görüşünü belirtmek olası değildir. Böyle bir görüş, İslamın ve Kuran’ın doğuş tarihine ilişkin ilk bilgilerle çelişen Müslüman geleneğine bütünüyle uygun düşmektedir.
Sayfa 272 - Evrensel YayınlarıKitabı okudu
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok