Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.12
Nasır-ı Hüsrev
Nasır-ı Hüsrev Yorumları ve İncelemeleri
Nasır-ı Hüsrev yorumları ve incelemelerini, Nasır-ı Hüsrev kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Nasır-ı Hüsrev puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
11. yüzyılda günümüzde Afganistan'da bulunan Belh şehrinden yola çıkan Nasır-ı Hüsrev İran, Anadolu, Suriye, Mısır, Arabistan coğrafyasını dolaşıp bu eserde seyahatini anlatmıştır. Dönemin sosyal ve kültürel yapısını anlamak için çok güzel bir eser.
176 syf.
·
Puan vermedi
11. Yüzyılda yaşamış olan Nasır-ı Hüsrev, gördüğü bir rüya sayesinde çok güzel ve anlaşılır bir şekilde hac yolculuğu boyunca yaşadıklarını ve gördüğü yerleri anlatıyor. O yüzyıllarda dünyanın pek kalabalık olmadığını az nüfusa sahip olduğunu düşünüyorken, okuduğum kitaptan dolayı o dönemde dünyamızın çok kalabalık olduğunu anlamış oldum.
Fakat dikkatimi ceken nokta şu; Güneydoğu'yu anlatırken Kürtlerden hiç söz edilmemesi garibime gitti. Acaba yayınevinin kasıtlı bir şekilde bu kelimelerden uzak durduğunu dusunmuyorda değilim. Eminim ki Nasır-ı Hüsrev Kürtlerden söz etmiştir. Çünkü kitabı okurken onun tarafsız ve gördüğünü yazan birisi olduğunu anladım. Bu ülkede yaşayan bir ırkı yok saymak kabullenemez. Bu şekilde medeni insanlar seviyesine ulasacaginizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Tabi yine de ön yargılı davranmak istemiyorum.
Sefernameyi okumanızı numaralı kelimeleri de araştırmanızı tavsiye ederim. Söz edilen şehirlerin bir kısmı yok olup gitmiş. Bir kısmı ise hala dimdik ve binlerce milyonlarca insana ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
İyi okumalar dilerim.
"Şeriat, tarikat yoldur varana Hakikat, marifet andan içeri" #yunusemre 'nin bu dizeleri bize #islam 'ın temel umdelerini nasıl sarih ve beliğ bir üslupla açıklar. Bu yüzden şeriatsız bir #tasavvuf , şeriatsız bir marifet, şeriatsız bir hakikat asla mümkün değildir. #nasırıhüsrev 'in #dostlarsofrası kitabı tasavvuf alanında klasik sayılabilecek eserlerden birisi. #kitap Prof.Dr. Mehmet Kanar'ın özenli çevirisi ile Türkçeya kazandırılmış. Dostlar Sofrası, tasavvufi ıstılahların çokça kullanıldığı bir eser. Bu yüzden okurken sık sık sözlüğe bakmak gerekiyor. Bir #lügat okumanın da başlı başına bir kültür olduğunu anlamak icin iyi bir okuma denemesi..
176 syf.
10/10 puan verdi
Yazar ve alim Nasr-ı Hüsrev '' Belh'ten Mısır'a, ordan Mekke'ye, oradan da Basra yoluyla Fars iline varıp Belh'e geldiğimiz yolculuğumuzda...'' diyerek bitirdiği bu kitabıyla insanı derin ve uzun bir yolculuğa çıkarıyor.
Eser, seyyah nerelerden geçmişse orayı bütün ayrıntılarıyla anlatıyor. Hel bu dönem eski bir tarih olunca çok can alıcı bir hale geliyor. Özellikle 900 sene önce gezip gördüğü yerlerin betimlemesini yaparken insan o dönemlerde yaşadığını hissediyor. Bizim bu zamanda okuyarak öğrendiklerimizi seyyah gezip görmüş ve bize aktarmış.
Bence çok güzel ve değerli olan bu yapıtı tarihi seven herkes okumalı. Zira bu eser sadece tarih ile ilgili değil. Döneminin sosyolojik ve politik yapısını da ayrıntılarıyla veriyor yazar.
Ortadoğu coğrafyasında dolaşan bu seyyahımız o dönemin insanlarını anlatırken bu dönemin insanlarına da ayrıca ışık tutuyor. Evvelden beridir kanla yıkanan bu topraklarda yaşanan küçük olaylar bile, bu coğrafyanın kaderini gözler önüne sermektedir.
Özellikle coğrafi bilgiler verilirken, toplumsal ve dini yapılar hakkında bilgiler verilirken bugün bunlar pek az değiştiğini görmek de gerçekten insanı şaşırtıyor.
İslam coğrafyasında gezinip duran ve 7 sene bitirdiği bu gezintiden gördüklerini yazıp çizen bu değerli insana ne kadar teşekkür etsek azdır.
Ayrıca kitabın oluşma safhasından ziyade yayımlanma safhasında kitabın arka tarafına bir bilgi bölümü koymaları da harikulade olmuş. Numaralandırma usulüyle dipnotlardan o bölüme ulaşırken, insanın gerçekten hiç acele edesi yok. Çünkü bu kitap eski tarihin bir şahidi ve bunu yaşayarak okumak en iyisi.
Yazar: Nâsır-ı Hüsrev
Kitap: Sefernâme
Şuana kadar Seyahatname adına okudum en güzel kitaptı. Yazar Nâsır-ı Hüsrev kardeşi ve bir Hintli kölesi ile yaklaşık 7 yıllık seyahatini ince bir titizlikle yazmış ve gittiği bölgelerin tarım faaliyetlerinden, kültürlerine, geçim kaynaklarından, yeraltı ve yer üstü zenginliklerine, kullandıkları takvimden bölgede görevli kadıya, hükümdara kadar bir çok alanda bilgi vermiştir. Eski kültürlerde yerleşim yerlerinin seçiminin nasıl titizlik ve düzenle yapıldığını okurken hayran kaldım , biz bu teknolojide bunları hesaba katmadan yerleşim yaparken eski insanlar Nil nehrinin dahi taşması ihtimalini hesaba katılması çok etkiledi beni, diğer bir konu ise yazarın Şia mezhebinden olup gittiği yerlerde bu izleri araması. okumayı düşündüğüm büyük Selçuklu tarihi serisinden önce hazırlık olsun diye o coğrafyada yapılan bu gezi yazısını okumak iyi oldu:) keyifli okumalar dilerim
Nasır -ı Hüsrev / Sefername.
Çeviren: A. Naci Tokmak.
Yazarın tam künyesi Ebu Muin Nasır bin Hüsrev bin Haris el Kubadiyani/ Kabadiyani el Mervezi'dir. 1004 yılının Ağustos ayında, Horasan bölgesindeki Belhnşehrinin Kabadiyan kasabasında doğmuştur. Toprak sahibi, varlıklı bir aileden gelen Nasır -ı Hüsrev, Fars ve Arap dil ve edebiyatları dışında ilahiyat, tefsir, felsefe, mantık, aritmetik, geometri, astronomi, astroloji, tıp, eczacılık ve müzik gibi zamanında geçerli hemen hemen bütün ilimlerde tahsil görmüş, hafız ve nakkaş'tır. 1020- 1040 yılları arasında Gazneli Mahmut ve oğlu Mesut'a katiplik yapmış, 1040 yılından 1045 yılına kadar da Selçuklulara hizmet etmiştir.
Gördüğü bir rüya üzerine, önceki sürdüğü hayattan el çekerek, hacca gitmeye karar vermiş, kardeşi ve yanındaki kölesi ile birlikte 7 yıl süren uzun bir yolculuğa çıkmıştır. Hac görevi için Selçuklu topraklarından Anadolu'ya, Anadolu'dan Suriye üzerinden Kudüs'e, Kudüs'ten Mısır'a, Mısır'dan deniz yoluyla Hicaza, Hac görevlerini tamamladıktan sonra da Basra üzerinden tekrar kendi şehrine dönmüştür. Bu yolculukta yaşadıklarını da kitap haline getirmiştir. Etkileyici bir dille gördüğü şehir ve kasabaların insan ve tabiat tahlillerini yapmış, coğrafyanın manevi ikliminden bahsetmiştir.
Farsçadan Türkçeye tercümesi de iyi bir şekilde yapıldığı için, okuyucunun sıkılmadan takip edeceği bir kitaptır.
#Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.