Natalia Ginzburg Sözleri ve Alıntıları
Natalia Ginzburg sözleri ve alıntılarını, Natalia Ginzburg kitap alıntılarını, Natalia Ginzburg en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Artık sinir sistemimin ve kalbimin çok güçlü olduğunu sanmıyorum.
Akrep burcu Level 36 :))
Bir kızın peşinden koştuğunu onun için gittiğini söylediler. Kızı duyar duymaz kıskandım. Beni ilgilendirmiyorsun, sana karşı sadece arkadaşlık hissediyorum ama yine de bulduğun bütün kızları kıskanıyorum.
Birbirlerine tahammül edememiş iki insanın arasındaki çekingenlik kadar kötü bir şey yoktur. Birbirlerine hiç bir şey söylemezler. Artık yaralamadıkları ve tırmalamadıkları için birbirlerine minnet duyarlar, ama bu tür bir minnettarlık sözcüklerden geçen yolu bulamaz.
Onunla geçirdiğim yılların bende çok güzel anısı var ama sonra her şey karanlık bir boşluğa sürüklendi.
Sonuçta hepimiz istediğimiz şeylerin yerine geçenlerle yaşıyoruz.
"Geriye hiçbir şey kalmayınca her şeye alışılır."
Şu noktada canımın cici bebe çekmesi normal değil :))
Şu gerçek ki; yaşamımızın belli bir noktasında, duyduğumuz vicdan azaplarını sabahları bisküvi gibi kahveye batırırız.
Yapacak bir şey yok.
Seni düşünerek kaç kez, "Yapacak bir şey yok," dediğimi artık hatırlamaz oldum. Yıllar geçtikçe sabırla ilgili yetilerimizin çoğaldığı doğru. Çoğalan tek yetimiz de o zaten. Tüm diğer yetilerimiz yavaş yavaş tükeniyor.
Bize sunulan dünyada mutluluğun izine ara sıra rastlasak da olup olmadığını tam bilemiyoruz.
~~~son~~~
...karar vermek çok güçtü ve net ve alışıldık yanıtlar için zamanın içimde sonsuza dek durduğunu hissediyordum...
Sayfa 104 - Can YayınlarıKitabı okudu
Birbirinden nefret eden iki insan arasındaki çekingenlikten daha kötü bir şey olamaz. Birbirlerine bir şey söylemeyi başaramazlar, İğnelememek ve yaralamamaktan dolayı birbirlerine minnettardırlar, ama minnettarlığa benzer bir çeşit şey sözcüklerde yolunu bulamaz.
Sana karşı kıskanç ya da acımasız olduysam bil ki içinde bulunduğum koşullar o duyguları tamamen yok etti.
... Ama şu da bir gerçek ki, hayatımızın belli bir noktasında vicdan azapları sabahları kahveye batırılan bisküviler gibidir.
Yapmamız gerektiğini ya da yapmamamız gerektiğini düşündüğümüz şeylerin bir açıklaması yoktur. Hatta açıklama olmaması işin en güzel yanı. Çünkü her şeyin bir açıklaması olsa hayat korkunç sıkıcı olur.