Necdet Öztürk

Necdet ÖztürkGazi Padişahlar yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
8.1/10
53 Kişi
219
Okunma
10
Beğeni
2.602
Görüntülenme

Necdet Öztürk Sözleri ve Alıntıları

Necdet Öztürk sözleri ve alıntılarını, Necdet Öztürk kitap alıntılarını, Necdet Öztürk en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı kaynaklarında Kazıklı Voyvoda. II
Sultan Mehmed Eflak vilayetine sefer edip, Drakulaoğlu Kazıklı Voyvoda melunla savaştı. O melunun ettiği zulümleri hiçbir padişah etmemiştir, hiçbir tarihte görülmemiştir. Oğluyla ve kızıyla insanı kazığa vurmayı hiçbir kimse akıl etmemişken, o etmiştir. Drakula, Çakırcıbașı Hamza Bey adlı sancak beyini hile ile yakalayıp bu denilenleri yaptı. (Oruç Bey Tarihi)
Elçilerin protokoldeki yerleri
Germiyanoğlu'nun kızı ile Yıldırım Bayezid'in düğününe gelmeleri için Karamanoğlu, Hamidoğlu, Menteşeoğlu, Saruhaoğlu, Kastamonu'da İsfendiyar'a ve Mısır sultanına davetçiler gönderildi. Ve kendi vilayetinde olan sancak beylerini davet ettiler. Sonra düğüne başladılar. Etrafın elçileri geldiler. Beylerinden saçılar getirdiler. İyi atlar, katarla develer ve türlü acayip ve garayip hediyeler getirdiler ki, benzerini Allah bilir. Her bir beyi, rütbe ve derecesine göre oturttular. Mısır'ın [Memluk] elçisini en başköşeye oturttular. Bütün beyler derecelerine göre oturduklarında Evrenoz Gazi de hediyeleri ile birlikte geldi. (Aşık Paşazade Tarihi, Neşri Tarihi)
Reklam
İzâ câ' el - kazâ, zâka'l-fezâdur. (Kader olunca bütün feza daralır.)
Sayfa 185
Osmanlı ile Karamanoğlu Beyliği arasındaki çekişmeye dair.
Elçi "Sultana malum olsun ki, Karamanoğlu'nun yanında sultanın ordusundan aşağı kalmayan bir ordu vardır. Barışalım dememizden maksat, arada insan ve at kaybı olmaması içindir, Yoksa bizim ordumuz sizinkinden aşağı değildir. Barış olmazsa biz de savaşmaya ve vuruşmaya hazırız." dedi. Sultan Murad elçinin sözüne incinerek şöyle dedi: "Bre hey pislik, köftehor! Saçma sapan konuşma var git. O hain Karamanoğlu 'na söyle: Var gücünü pazısına vererek, her ne sözü ve hüneri varsa etsin, erkek olsun, yiğitlik göstersin. Bu işi bir yana edelim. Her yıl gaza etmeme engel çıkarır. Gazaya engel olana gaza etmek en büyük gazadır. Bu yıl kâfirlere karşı yapacağımız gazadan kaldık, bari Karamanoğlu'nun kötülüklerini defedelim." diyerek, Karamanoğlu elçisini kovdu. (Neşri Tarihi)
Kuruluş dönemi padişahlarından toplum sağlığı ile ilgilenen ilk padişah Yıldırım Bayezid'dir. Osmanlılarda ilk hastane onun tarafından Bursa'da yaptırılmıştır.
Sayfa 140 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Beni çok zorlayanları olsa da Osmanlı Kroniklerine aşığım galiba
Gazâ ettikde Laz'a Yıldırım Han Hamid-ili'n urur ibn-i Karaman Gazâdan tahtına han geldiği dem Eriști zâr u nâlân birkaç adem Dediler şâha ey şâh-ı devran Karaman-oğlu etti bizi talan Hemen emr etti şeh cem oldu leşker Çalındı kûs u götrüldi alemler Sürüp leşker ki göçdü Yıldırım Han Karaman mülküne yetişdi şitâbân Çıkıp karşılar oğlu Germiyan'ın Ki kayını idi şâh-ı cihânın Hemen emr eyledi anı tutarlar Hisar-ı İspili'de haps ederler (Hadîdî Tarihi)
Zâr u nâlân: ağlayan. Leşker: asker. Kûs: kös, davul. Şitâbân: aceleyleKitabı okudu
Reklam
Tarihe mal olmuş bir olay, günümüz normlarına göre değerlendirilemez.
Tarih ilmi, insanların geçmişte yaptklarını araştıran bir disiplindir. Tarihin inceleme alanına giren olaylar hiçbir zaman sebepsiz meydana gelmezler. Dolayısıyla olayların sonuçlarıyla ilgilenmek ne kadar önemli ise sebepleriyle ilgilenmek de o kadar önemlidir. Tarihî olaylardaki bu "sebep- sonuç ilişkisi" yeterince anlaşılamazsa yahut bunlardan biri göz ardı edilirse, bilimsel gerçeği ortaya koyacak bir sonuca varılamaz. Dolaysıyla ortaya atılacak görüşler, o olayı peșinen yargısız infazdan öteye geçmez. Her türlü dayanaktan yoksun bu tür görüşler, kuşkusuz en çok genç nesillerin kafasını karıştır; kendi tarihlerine karşı besledikleri tarih sevgisi ve şuurunu zayıflar. Geçmişte olmuş bitmiş, tarihe mal olmuş bir olay, günümüz şartlarına ve normlarına göre değerlendirilemez. Tarih ilminin kendine özgü araștırma metodu ve prensipleri vardır. Olaylar bu kriterlere göre değerlendirilir. Yoksa isteyen istediği gibi anlayıp yorumlayamaz. O devrin genel ve özel şartları çok iyi bilinmeli ki sağlıklı kararlar verilip sonuçlar çıkarılabilsin. Diğer bir deyişle, olayların uzak ve yakın arka planları ayrıntılarıyla çok iyi bilinmelidir. Bu söylenenler kavranılmadıkça herhangi bir olay hakkında görüş ve düşünce ortaya atılması isabetli olmaz. Tarihin savunucusu yine tarihin kendisidir. Olayları değerlendirirken çarpıtmamak gerekir. Duygusal ve ideoljik yaklaşımlardan uzak durulmalıdır.
Osmanlı Devleti, toplumunu "huzur ve barış" içinde tutabilmiş midir?
Osmanlı Devleti, zamanla üç kıtaya yayılmış böyle bir toplum yapısını, imparatorluktan ilk kopuşun yaşandığı 1830 yılına kadar (bu tarihte Yunanistan bağımsızlığını ilan etti) huzur ve barış içinde nasıl bir arada tutabilmiştir?Disiplinli ve savaş yeteneği yüksek askerî gücü ile mi; yoksa siyasî, idarî, adli, mali örgütü ile mi; ya da çok iyi düzenlenmiş toprak rejimi ile mi?
“Selçuklu Anadolu’sundaki fikir ve düşünce hayatı ayrıca önem taşır. Bilindiği gibi bu yüzyıl Mevlana Celaleddin Rumi (ö. 1273), Hacı Bektaş-ı Veli (ö. 1271) ve Yunus Emre’nin (ö. 14. yüzyılın ilk yarısı) yaşadığı yüzyıldır. Bu üç değerli ismin eserlerinde, şiirlerinde, sohbetlerinde işledikleri en önemli konu ‘sevgi ve hoşgörü’dür. Bu manevî iklimden Osmanlı Devleti kurucularının etkilenmediği düşünülemez.”
Osmanlı kaynaklarında Kazıklı Voyvoda
Hünkâr [Fatih], Niğbolu sancak beyi Çakırcıbaşı Hamza Bey'i Eflakoğlu`na gönderdi. Tuna Nehri aşırı donmuștu. Hamza Bey, Tuna kıyısına varıp kondu. Bunlar bu tarafta gafil iken Drakulaoğlu Kazıklı Voyvoda [Wlad Çepeş] dedikleri melun, gece yarısı buzdan geçerek, Hamza Bey üzerine gece baskını yapıp hayli Müslüman'ı helak etti. Hamza Bey'i yakaladılar, Silistre beyi Yunus Bey'i şehit ettiler. Kâfirler bundan sonra birkaç yerden Tuna'yı geçip il vurdular, nice kötü işler ettiler. Kazıklı Voyvoda, Hamza Bey'in bașını kesip Ungurus Kralı'na gönderdi ve "Ben Türk ile düşman oldum, bilmiş ol." dedi. Bu kâfirin, hünkâra düşman olduğunu böylece herkes öğrendi. (Neşri Tarihi)
Reklam
Sultân Bayâzîd bin Gâzî;
Dâyimâ meşâyih-i kibâra ve ulamâ-yı izâma uymaga sâ' îdur. Ve bi'l-cümle kâmil ü âlim ü âlim ve şeyh ü bâsil ve munsıf u âdil pâdişahdur.
Sayfa 390
Tuna Nehri Boyları ve Osmanlı
Tuna kenarında, Tuna kenarında hazır olup, Gemiler Tuna'yı geçüp, Tuna kenarına gelecek haber geldi kim, Tuna kenarında Hisarlar, Tuna'yı dahı mübalağa kalın buz tutmışdı.
Sayfa 362
Fatih'in, bilimsel çalışmalara ve bilim adamlarına büyük önem vermesinin sonuçları kısa zamanda görülmüş ve İslam dünyasının önemli bilim merkezlerinden çok sayıda bilgin, daha iyi imkânların olduğu İstanbul'a akın etmiştir. Bu dönemde şairler, mutasavvıflar, şeyhler ve benzeri dışında sadece İran'ın Semerkand, Buhara, Herat gibi ilim merkezlerinden yaklaşık otuz bilim adamı Osmanlı payitahtı İstanbul'a gelmiştir.
Sayfa 212 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Sultân Murâd Gâzî ve Karaman
Sultân Murâd Gâzî ol kış Bursa'da kışlayup, bahar olıcak hicretün yedi yüz seksen sekizinde leşker-i azim cem' idüp Karaman'a kasd itdi....
Sayfa 99
93 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.