Necdet Subaşı

Necdet SubaşıTedavüldeki Kitaplar Kritik Öyküler yazarı
Yazar
8.1/10
75 Kişi
426
Okunma
63
Beğeni
3.525
Görüntülenme

Necdet Subaşı Gönderileri

Necdet Subaşı kitaplarını, Necdet Subaşı sözleri ve alıntılarını, Necdet Subaşı yazarlarını, Necdet Subaşı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bekle çocuğum Uzanıyor namluya öpülesi eller Geliyor başı dik, kan pahası, can pahası İnsanca yaşatmak isteyenler."
Sen Eritre'desin çocuk sen Moro'da Sen yıllarca zulmedilensin Türkistan'da, Azerbaycan'da, Kırım'da Kan denizinde boğulansın Ortadoğu'da, terkedilensin Trakya'da Mahzunsun Kosova'da."
Reklam
Geliyorduk, memleket yanlış yönetiliyordu. Üzerimizdeki baskıları daraldığımız her yerde apaçık bir şekilde görüyor, bütün bu sızıları iliklerimize kadar hissediyorduk. Kötü giden bir dünya vardı, Erbakan Hoca eğer ken-disine bu halk gerekli vizeyi verirse memleketin çehresini değiştirecekti. Ahlak yerini bulacak, hayat yaşanılabilir bir tada kavuşacak, biz de artık sürekli huzursuz, sürekli bezgin şuruh hâlinden kurtulacak, her ne istiyor isek onlara kolayca kavuşacaktık.
Müthiş konuşuyordu, "önce ahlak ve maneviyat" diyordu, bize "Alparslanların Fatihlerin torunları" diye hitap ediyordu. Keyfimize diyecek yoktu. İmam Hatip'te öğrenciydik, bizim gibilerin rüyalarını tabir edebilecek tek bir adam vardı, o da herhålde şimdi karşımızda sağ elinde mikrofon sol eliyle belinden destek alan Erbakan'dan başka biri değildi.
Suyun kaldırma kuvvetine inanıyorsan istediğin tarzda istediğin hızda yürüyebilirsin.
Korku düşmeye dursun bir kere... İflah olmazdı orada, o sessizlikte gayrı.
Reklam
Gönlümü ihmal etmezsem, vicdanımı bastırmazsam, kalbimin çağrılarını ertelemezsem bir adım atamazdım biliyorum.
Şu çocukluğa inme edebiyatına oldum olası ifrit oluyordum
Yaşanmışlıklar birbirine sarılarak ilerliyordu ,acılar birbirine yapışarak katlanıyordu
Reklam
2/10 puan verdi
Mişa’cığım sen çok güzelsin ama kitabın çok boş ve sıkıcı güzelim :((( Hiç bir konu bütünlüğü yok, oldukça bölük pörçük. Boş zamanlarda yazılan karalama defteri gibi. Ama mişa çok güzel :)
Mişa Kitabı
Mişa KitabıNecdet Subaşı · Dergah Yayınları · 202112 okunma
Batı’da Aydınlanma döneminin ürünü olduğunu gördüğümüz aydın, her şeyden önce “aydınlanan” bir insandır. Bunun Osmanlı toplumunda Tanzimat döneminde ortaya çıkmaya başlayan türü ise “aydınlatan”dır. Yani aydın, Batı bilgilerini bir ayna gibi kendi toplumuna yansıtma görevini kendine yüklemiştir. Bu çerçevede Batılı entelektüel sürekli bir “öğrenci” iken Osmanlı münevveri, müfredat programı ve içeriği Batı’dan aktarılan sürekli bir “öğretmen” olarak görülmektedir. (…) Bundan dolayıdır ki Türkiye’de “Aydınlanma” dönemi diye bir dönem olduğunu kabul edemiyoruz. Çünkü “Aydınlanma”, doğal bir fikir evriminin sonucu olacak yerde, 19. yüzyıl ortasında birdenbire dışarıdan gelen bir fikir aşısının ürünü olarak doğmuştur.
Sayfa 79
entelektüel ufuklarını geliştirmede geride kalan ulema, giderek artan bir ölçüde, ‘kadim bilgeliğin hazineleri’ olmaktan çok, ‘cahil şarlatanlar’ olarak görülür oldu.
Sayfa 57
Varlığın kutsallığına ilişkin geleneğin, varlığın fonksiyonelliğine tahvil edildiği modern toplumlarda, anlayış ve kavrayışlarda derin içsel değişiklikler meydana gelmektedir. Bilginin yerini malumatın aldığı yeni modelde, artık fonksiyonellik gitgide artacak şekilde dikkatleri çekmektedir.
Sayfa 57
Ancak, aydın kesiminin kendi toplumuna ait değerleri reddederek ya da hafife alarak diğer bir toplumun değerlerini benimsemesi sonucu, halk ile aydınlar arasında kopukluk veya ikilik oluşması bağlamında aydın yabancılaşması ortaya çıkmaktadır.
Sayfa 56
800 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.