Müthiş konuşuyordu, "önce ahlak ve maneviyat" diyordu, bize "Alparslanların Fatihlerin torunları" diye hitap ediyordu. Keyfimize diyecek yoktu. İmam Hatip'te öğrenciydik, bizim gibilerin rüyalarını tabir edebilecek tek bir adam vardı, o da herhålde şimdi karşımızda sağ elinde mikrofon sol eliyle belinden destek alan Erbakan'dan başka biri değildi.