Bu sevgi başka türlü bir sevgiydi. Havalarda kanatlanan değil, derinlerden bilgece gelen bir sevgiydi. Bilgisi yaşayarak öğrenilen değil, kadınlık hücrelerinde zaten yazılı olan ve yaşanırken kendini hatırlatan bir sevgi. Başka ilişkilerdeki gibi karşılık beklenen değil, hiçbir cevap beklemeden sadece verilen ve üstelik verdikçe çoğalan bir sevgiydi. Bu evlât sevgisiydi.