Nermin Çelen

Nermin ÇelenÖğrenme Psikolojisi yazarı
Yazar
Çevirmen
7.4/10
4 Kişi
24
Okunma
2
Beğeni
1.273
Görüntülenme

Hakkında

1949 yılında İstanbul’da doğdu. 1973 yılında ODTÜ, Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nden mezun oldu. 1983 yılına kadar bakanlığa bağlı Ana ve Çocuk Sağlığı Merkezi’nde psikolog olarak görev yaptı. 1983 yılında Uludağ Üniversitesi’nde göreve başladı. 1986 yılında Klinik Psikoloji alanında yüksek lisansını, 1992’de Eğitimin Psikolojik Hizmetleri dalında doktorasını tamamladı. 1994’te doçent, 2000’de Gelişim Psikolojisi alanında profesör unvanını aldı. Uludağ Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü kurucusu olan Prof. Çelen, aynı zamanda EARA “Avrupa Ergen Araştırmaları Derneği”nin yönetim kurulu üyesidir. SRIF, ITRA gibi uluslararası psikoloji derneklerinin de üyesidir. Yurtdışında çeşitli üniversitelerde çalıştı ve ders verdi. Pek çok uluslararası psikoloji dergisinde makale ve bildirileri yer almıştır. Psikoloji alanında çok sayıda yurtiçi ve yurtdışı çalışmaları olan Prof. Çelen, 2006’da Routledge Yayınevi tarafından yayınlanan iki ciltlik Dünya Ergenleri ansiklopedisinde Türkiye bölümünün yazımını Prof. Figen Çok’la paylaştı. Halen Maltepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanlığı görevini sürdürmektedir. Prof. Çelen iki çocuk annesidir.
Doğum:
İstanbul, 1949

Okurlar

2 okur beğendi.
24 okur okudu.
2 okur okuyor.
17 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
bireyin kendini anlamasi veya kimligini bicimlendirmesi icin once basklarini anlamasi gerekmektedir. Ancak o zaman digerleriyle olan benzerligini ve farkliligini bilebilir
Sayfa 137
Reklam
İlişkilerimizin Yapısı
Ortaçağın sonlarına doğru cinsellik üzerine romantik aşkın değer kazanması, kadına verilen değerin de dönüşmekte olduğuna işaret ediyordu. Bu dönemden itibaren, aşk üzerine yazılan şiirler, romanlar ve oyunlar kadını cinsel meta konumundan yavaş yavaş kurtarmıştır. Shakespeare’in Romeo ve Juliet’i, Gottfried von Strasbourg’un Tristan ve Isolde’si bu anlayışın edebiyat alanındaki yansımalarına örnek verilebilir.
Dünyaya geldiğimizde annemizin bizi nasıl karşıladığı çok önemlidir. Sıcacık bir sevgiyle, sonsuz bir şefkatle karşılanmamız, genetik kodumuzda kayıtlı taleplerimize yanıt verilmesi, gözardı edilmemesi bizim hem annemize hem de ilerde başkalarına güven duymamızı sağlayacaktır.
İlişkilerimizin Yapısı
Rönesans döneminde bile, Boccaccio kadını mükemmelliğe erişememiş bir hayvan olarak tanımlamıştır.
Sayfa 71 - İmgeKitabı okudu
Kendimizi Tanıyor muyuz?
Öz kimliğimiz, davranışlarımızdaki sürekliliği, aynılığı sabitliği, tutarlılığı, kendine özgülüğü ve ayırt ediciliği temsil eder.
Sayfa 12 - imge kitapeviKitabı okudu
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok