On beş yaşına kadar Sarıkamış ilçesine bağlı Akkoz köyünde yaşadı. İlköğretimi köy mektebinde bitirdikten sonra eğitime iki yıl ara verdi. Bunun sebebi köydeki okulun yalnızca beşinci sınıfa kadar eğitim vermesiydi. Neyse ki okula olan ayrılık fazla sürmedi. Türkiye genelinde özellikle de kız çocuklarının okutulması için çok büyük kampanyalar başlatılmıştı. Okullu olma oranı o yıllarda (2001–2003) çok büyük bir ivme kazanmıştı. Sarıkamış’ta yatılı olarak yeniden okula başladı ve bu onun için ilk dönüm noktası oldu. İkinci dönüm noktası da Sarıkamış’taki Okulu bitirdikten sonra İstanbul’daki liseye yerleşmesi oldu. Böylece hayalini bile kuramadığı bir şehrin kapıları ardına kadar açılmıştı. Büyük şehir, daha geniş imkânlar ve daha iyi fırsatlar demekti. Bu sayede Marmara Üniversitesi Ekonometri bölümünü kazandı. Böylece İstanbul’da daha fazla kalma ve imkânlarından daha fazla istifade etme şansı oldu.
Kitabı çok beğendim. Çok akıcı ve sürükleyici bir kitap. Gerçek bir yaşam öyküsü. Kitabın içinde ara ara yapılan bilgilendirmeler de açıkcası çok hoşuma gitti. Okunmasını tavsiye ederim.
Okuduğu kitabın içinde kaybolmak hiç bu kadar gerçekçi olmamıştı. Hatta kitaptaki başkarakteri yol arkadaşı edinerek, bisiklete binip, bir şehri baştan sona gezmek kadar gerçekçi...
Bize göre hayal olan ne varsa, Alya için gerçeğin ta kendisi. Hayal ve gerçek hiç bu kadar iç içe olmamıştı. Peki, gerçekte olan neydi?
Sadece hayal kırıklığı...
Kim bilir, belki de tanıdığınızı zannettiğiniz insanlar, asla göründükleri gibi değillerdir. Henüz aşikâr olmayan birtakım hastalıklı duygular, en büyük zararı en yakınındakilere verir. Ta ki, günün birinde sebep olunan tahribat gün yüzüne çıkana kadar...
Aşk ve hayal kırıklığı arasında sıkışıp kalan bir ruhun, hayatta kalma mücadelesini okumaya hazır mısınız?