Ankara’da doğdu. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Bölümü’nde ve aynı üniversitenin Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı anabilim dalında lisans öğrenimini tamamladı. 1996’da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Leh Dili ve Edebiyatı Anabilim dalından doktor, 2005 yılında da profesör unvanı aldı. Halen aynı anabilim dalında öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Çevirilerinin yansıra pek çok kuramsal kitabı da bulunmaktadır.
2006 yılında Leh edebiyatının başyapıtlarını çevirdiği ve bu edebiyatı Türkiye’de ustaca tanıttığı için Polonya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Stefan Meller’den özel bir ödül almış ve 2009 yılında Testosteron (A. Saramonowicz) adlı oyunun çevirisiyle, Ankara Sanat Kurumu tarafından, “En İyi Çevirmen Ödülü”ne layık görülmüştür. Pek çok oyun çevirisi çeşitli tiyatrolar tarafından sergilenmiş ve sergilenmektedir.
Çevirileri
21:37, Mariusz Czubaj, Apollon Yayıncılık, 2010
Bikini, Janusz L.Wisniewski, Pupa Yayınları, 2011
Good Night Jerzi, Janusz Głowacki, YKY, 2014
Başlıksız Olabilir, Wislawa Szymborska, İyi Şeyler Yayıncılık, 1998
Prensesler, prensler, büyük bir hoşnutlukla çobanlar hakkında yazılan baladları dinlerler, ama ancak aşkları anlattığı zaman... Çobanların kötü yazgısı ile ilgili öyküler onları ilgilendirmez...
Chopin'in etkiliyici ve tam Türk Filmi gibi bir hayat hikayesi var. Aşk ayrılıkları, vatanının işgali, kendisine olan nefreti çok karmaşık duygular içerisinde yaşayan aynı zamanda çocukluğundan beri hasta olan bir ruh hali ile eserlerinin ortaya çıkarıyor. Öldüğünde henüz 39 yaşındaydı dönemin amansız hastalığına yenik düştü tabi bunda içinde bulunduğu ruh halinin etkisi çoktu. Güzel bir eser Fransa'nin sosyetesini de varoşlarını da göreceksiniz.
Eğer gerçekten benim gibi biyografi kitaplarına merakınız varsa ve biyografi kitaplarını okumaktan zevk alıyorsanız bu kitabı okumalısınız Çünkü; gerçekten yazar Fryderky Chopın 'nın hayatını çok sakin, akıcı ve tatlı bir dille kaleme almış.
Chopın 1810 yılında Varşova 'da Justyna (yustyna) ve Mikolaj (Mikolay )' ın çocukları olarak dünyaya geldi.
Chopın küçük yaştan beri müziğe daha doğrusu piyanoya merak saldı ve bunu farkeden ailesi ona bu konuda destek olarak kendisini geliştirmesine çok büyük katkıda bulundular.
Chopın daha 9 yaşında bir çocukken bile ünü yurtdışına kadar yayılan bir piyanist ve bestekar olarak bilindi.
Chopın 39 yaşındayken Ekim ayında şiddetli öksürük nöbetleri, yüksek ateş ve kan kusmasına ek olarak göğüs hastalığı nedeniyle Paris'te vefat etti.
Chopın ölüm döşeğindeyken kardeşine döndü ve :
-Ludvika ben ölünce bedenimi tabii ki Paris 'e gömeceksiniz ama lütfen kalbimi Polonya 'ya götür...dedi.
Gerçekten kalbi, vasiyeti üzerine Polonya'ya götürülmek üzere bedeninden çıkarıldı.
Kitap bana göre gerçekten okunmaya değer bir kitap. Size de tavsiye ederim. Şimdiden iyi okumalar
Esenle kalın. 🤗🤗
Romantik müzik sevmem ama Chopin'in hayatımda ayrı bir yeri var :) özellikle kitap okurken 'Spring Waltzı' dinlemeyi pek seviyorum, ruhumu dinlendiriyor. Rüyamda bile dinlemişliğim vardır:))
Bu kitap Romantik müzik dehası Chopin'in biyografisini anlatan bir roman. Keyifle okudum diyebilirim, daha küçük yaşlarda bile bedenine sığmayan besteler yapması dinleyen herkesi kendine hayran bırakmıştır. Eserlerinde özellikle Polonya halk müziğini yaşatmış, lirik melodi stilini ezgiyle kusursuz buluşturmuş. Varşova'da bir köyde insanların tarlalarda söylediği türkülerle eşsiz eserler yaratacağını hissetmişti. Sonunda gerçeği bulmuş köyde gerçek sanata kavuşmuştur. Uzunca yıllar vatanından uzakta bir hayat sürmüş ve yakalandığı ince hastalığın neticesinde genç yaşta vefat etmiştir.