Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Neşet Çağatay

Neşet Çağatay100 Soruda İslâm Tarihi yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
9.0/10
7 Kişi
27
Okunma
10
Beğeni
1.473
Görüntülenme

Neşet Çağatay Sözleri ve Alıntıları

Neşet Çağatay sözleri ve alıntılarını, Neşet Çağatay kitap alıntılarını, Neşet Çağatay en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Coğrafyacı Strabon'un (Amasyalı, doğumu MÖ 58 - ölümü MS 25) anlattığına göre Hımyerlilerde aile reisliği, ailenin en yaşlısına aitti. Ailenin malları ve eşyası aile halkı arasında müşterekti. Kız kardeşle ve anne ile evlenmek, bir kadının birkaç koca ile evlenmesi âdetti. Evlenme ancak akraba arasında olabilirdi. Akrabadan olmayan birisiyle evlenen bir kimse ölümle cezalandırılırdı. Bu âdetlerin bazıları eski Mısırlılar arasında da yaygındı, nitekim Mısırlılarda kardeş kız kardeşiyle evlenir; oğul, babasının ölümünde onun karılarını da miras yoluyla alırdı. Şüphesiz Strabon'un Hımyerlilerin âdetleri hakkında verdiği bu bilgilerin ne dereceye kadar doğru olduğunu bilemeyiz.
Beni Hanife kabilesi; un, hurma ve sütten, kendileri için bir put yapmışlardı. Buna uzun müddet taptıktan sonra bir kıtlık sırasında onu yediler. Bunun üzerine "Araplar arasında Beni Hanife kadar putlarından faydalanan olmadı." sözü, atasözü hâline gelmiştir.
Reklam
"Kıyafet", iz arama ve ayak izinden bu izin sahibini tanıma fennidir. Kıyafet de kehanetin bir koludur. Bu; katl, hırsızlık, kaybolma olaylarında çok işe yarayan bir bilgi kolu idi. Araplar bu fende o kadar ileri gitmişlerdi ki bazı kaaifler (iz arayıcılar) ayak izinden iz sahibinin genç veya yaşlı olduğunu, kadın veya erkek olduğunu, kız veya dul olduğunu hatta gebe veya normal olduğunu anlarlardı. Bu iz arayıcılıkta en mahir Arap kabileleri Beni Müdlic ile Beni Leheb idi. Bu kabileler içinde de Mürre oğulları bu hususta daha üstün idiler. Mürre oğulları bir devenin ayak izinden o devenin kime ait olduğunu çıkarır, bir insanın ayak izinden de o adamın Iraklı, Şamlı, Mısırlı veya Medineli olduğunu bir görüşte tayin ederlerdi.
Cahiliye evlenmelerinde kadınla erkeği birbirine bağlayan nikâh dinî bir mahiyeti haiz olmadığından kadın, ancak çocuk doğurduktan sonra aileye dâhil sayılırdı. Bundan dolayı bir kadın çocuk doğurmadan önce ölürse kocası taziye edilmezdi. Çocuksuz kadın diyet vermeye mahkûm olursa bu diyeti kocası değil, kadının mensup olduğu aile topluluğu verirdi.
İslam Tarihi, İslam Dini Tarihi'nin ayrılmaz bir parçasıdır; çünkü İslam Tarihi iyi bilinmeden İslam dininin ruhu ve amacı iyi anlaşılamaz. Ayrıca İslam Tarihi, dinin kurucusu Hz. Peygamber'in ve onun yakın arkadaşlarının yaşantılarının ve davranışlarının birbirleri ile ilişkilerinin bilinmesi, örnek ya da ibret alınması bakımından çok gereklidir. 
Enfiye kelimesi, arapça burun demek olan "enf" kelimesinden gelir. Biz Türkler, hapşırıp ferahlamak ve tütün içmek gibi keyiflenmek için, dövülüp buruna çekilen tütüne "enfiye" deriz. Arapçada bu maddenin adı enfiye değil, türkçeden alınma "burnoti" yani (burun otu" dur.
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Önceleri ibadet sayılan memuriyetler sonraları birer geçim yolu durumuna geldi.
Sayfa 384Kitabı okudu
Köle ve cariyelere bile hürriyet veren bir din, hür kadınları nasıl hürriyetlerinden mahrum eder?
Sayfa 239Kitabı okudu
Doğru olsan ok gibi Elden atarlar seni Eğri olsan yay gibi Elde tutarlar seni Menzil alır doğru ok Elde kalır eğri yay,
Sayfa 169Kitabı okudu
Türk ve Türkçe Düşmanları.
Örneğin Allah yerine Tanrı kelimesi kullanıldığında bazıları bunu yadırgar; ama Farsça Huda, Yezdan kelimeleri kullanılırsa olağan görürler. Oysa Huda (Kendi gelen), Yezdan, Zerdüşt dinindeki iyilik Tanrısının adı anlamındadır; sonra, peygamber, abdest, namaz ve oruç kelimeleri Arapça değil Farsçadır.
Reklam
İslâm'da zarf değil mazruf, yani kap değil içindekiler önemlidir.
Sayfa 134Kitabı okudu
Peygamber "İslâm, insanların, senin elinden ve dilinden emin olmasıdır"... buyuruyor.
Sayfa 289Kitabı okudu
Ey ahali! Her şeyde aşırılıktan sakının. Sizden önce gelenlerin mahvolmalarının nedeni dinde aşırı olmalarıdır. Hz. Muhammed, Veda Hutbesi
Sayfa 261Kitabı okudu
...Araplar, doğaüstü bir sihir bilgisine sahip saydıkları şaire, şair yani "bilen" demişlerdir.
Sayfa 104Kitabı okudu