Derdim büyüdükçe dermanım büyür.
Dillerim çözülür, fermanım büyür.
Böyle derdi seyran etmesem olmaz.
Hamd ü senâ etmeyip sussam olmaz.
Onun kendisine has bir tadı vardır.
Bir zaman gelir,
dert demeye utanır da dil,
lûtuf der, nîmet der, ikrâm der.
Ona dert demeye kıyamaz.
Adını dert koymaya utanır.
Sanır ki, öyle deyiverse,
gücüne gidecek de ağlayacak dert.
Deme ki, "Dert de ağlar mı?" Ağlar.
O, yaratılış hikmetinin kavranmadığı yerde,
şükretmeye
ve
Yaratan'ı hatırlamaya vesîle olmadığı yerde,
cehennemde gibidir.
Sema etmek dileyen, semaver gibi yana. Dem gele boş bardaklar nasibi ondan ala.
Rabbim!
Cehenneme götürecek safa'nın sarhoşluğundan sana sığındım, Sana!
Cennete götürecek cefayı,
demli çay gibi lezzetli kıl bana!