Nilgün Turan

Nilgün TuranYaşamla Ölümü Ayıran Çizgi yazarı
Yazar
8.6/10
9 Kişi
25
Okunma
0
Beğeni
926
Görüntülenme
"Ben ne gidebilmişim, ne de kalabilmişim; hiçbir yere, hatta kendime bile ait olmadan yaşamışım."
Sayfa 400 - HayriKitabı okudu
Yaşamın bilgeliği sonsuzdur; öğretmek için, akla hayale gelmeyen yollar ve öğretmenler kullanır; ta ki, anlatması gereken her şeyi anlatana, öğretmesi gereken her şeyi öğretene kadar...
Sayfa 321Kitabı okudu
Reklam
Yaşım otuz sekiz ama hâlâ içimde bir yerlerde sevgisiz kalmış bir çocuğun kırılganlığı var. En çok da bunu, kendi çocuklarım benden sevgi beklediklerinde hissediyorum; insan kendisinde eksik olan bir şeyi bir başkasına nasıl verebilir, öyle değil mi?
Sayfa 344 - AliKitabı okudu
İnsan bir ömre birkaç hayat sığdırabilir mi? Buna imkân olsa bile nasıl anlar bir hayatın bittiğini ve tekrar başlaması gerektiğini? Hadi anladı diyelim. Başlayacağı yere nasıl karar verir ve en önemlisi de oranın doğru yer olduğundan nasıl emin olur?
Sayfa 290Kitabı okudu
"Şu hayatta kimseden hiçbir şey, hele hele duygu, asla dilenmeyeceksin. Biliyorum gönül bu ister; koca sevsin, kaynana ilgilensin, ana şefkat göstersin, baba sırtını sıvazlasın, çocuklar kadir kıymet bilsin... Ama böyle şeyler zorla olmuyor be kızım, içten gelmesi lazım... İnsan bekleyip de olmayınca, ızdırabı da, mutsuzluğu da, öfkesi de büyük olur."
Sayfa 320 - FatmaKitabı okudu
"Birçok mitolojik öykü ve öğretide insanlık kin ve kibre karşı uyarılmışsa da, ister kişiler, ister toplumlar arasındaki anlaşmazlıklara bak, en geride daima bu ikisinin zaferi vardır. Bunlar birbirini sürekli besler, birinin varlığı diğerini büyütür ve güçlendirir. Oysa bir çocuk, oyun oynadığı yaşıtının adı dışında hiçbir şeyiyle ilgilenmez; rengiyle, inançlarıyla, zengin ya da fakir olmasıyla.... Yere düşen arkadaşını koşar kaldırır, canı yanan birini gördüğünde üzülür, becerebildiği kadarıyla yardımcı olur, elinden bir şey gelmezse de oturup teselli eder... Böyle davranmasını sağlayansa her bir hücresini dolduran Sevgi'dir."
Sayfa 78 - Bay HiçkimseKitabı okudu
Reklam
"İnsanlar aslında olayları hatırlamaz. (...) Daima yaşattığı duygularla hatırlanır anılar. Duygu yoksa anı da yoktur. İz bırakan olanlar değildir, hissettirdikleridir. (...) Yani, kardeşinden arabayı alman senin için kıskançlıktı belki, babanların yatağına sığınman korku, top oynaman heyecan, annenin balkondaki görüntüsü öfke ya da ilgi, babanla gittiğin park sevgi... Böyle şeylerdir aşağı yukarı. Fazlası olmaz çocukluk anılarının; nedeni, niçini, başı, sonu... Sadece duyguların izi kalır o kadar. Ama yine de her insanın hafızasında birçok detayıyla yer etmiş bir ilk anı vardır; belki de hissettirdiklerinin yoğunluğu yüzünden..."
Sayfa 22 - Bay HiçkimseKitabı okudu
Bu aşk tasvirine ba-yıl-dımm!
“Aşk insana verilmiş en büyük armağandır. Aşkla bakan göz karşısındakinin ruhunu görür; bu bazen bir insan, bazen bir çiçek, bazen bir çocuk, bazen de kimsenin dikkatini çekmeyecek kadar çirkin olan herhangi bir şeydir. Bakılan her ne olursa olsun, görmeyi becerebilenin karşısında en çıplak, en saf haliyledir; gizleyecek bir şeyi yoktur, çünkü özü ortaya çıkmıştır. Öz daima çok güzeldir, benzersizdir... Bundan sonrası yaşamayı anlamlı, hatta gerekli kılacak gerçek bir mutluluktur. Ama çoğu kadın-erkek ilişkisinde durum bundan çok farklı; insanlar kabuğu görüyor ve aşkı buldum zannediyor; oysa aşk tipkı inci gibidir, kabuğun içindedir."
Sayfa 110 - Bay HiçkimseKitabı okudu
"Bu hayat senin, sadece senin... İnsan yalnız doğar, yalnız ölür; bakma çevredeki bunca insan kalabalığına, aslında aradaki ömrü de yalnız yaşar. Kendin olmaktan, kendin gibi davranmaktan hiç korkma, kendinle konuşmaktan da... İçin seni senden bile daha iyi bilir, yol gösterir."
Sayfa 168 - Bay HiçkimseKitabı okudu
İnsan bir ömre birkaç hayat sığdırabilir mi ? Buna imkân olsa bile nasıl anlar bir hayatın bittiğini ve tekrar başlaması gerektiğini? Hadi anladı, diyelim. Başlayacağı yere nasıl karar verir ve en önemlisi de oranın doğru yer olduğundan nasıl emin olur ?
Reklam
Zaten öfke, insanın kendi eksikliklerini gizlediği mükemmel bir paravan değil miydi? İnsan öfkelenerek gizlemez mi; güvensizliğini, yanlışlarını, sevgisizliğini, hatta bazen de sevgisini...
Sayfa 197Kitabı okudu
"Hediye ettiği sessizliği minnetle kabul ettim.Çünkü zihnim, karmakarışık verilmiş harflerden anlamlı kelimeler bulmaya çalıştığım pazar bulmacalarına benziyordu; duraklamaya, iç içe geçmiş duygu ve düşüncelerimi sıraya koymaya ve anlamaya ihtiyacım vardı."
Çok kitap okurdu; 'Dünyayı gezmenin , yetmiş yedi milleti tanımanın yolu bu' derdi.
Sayfa 380
"Bir çocuk yetişirken neyi görürse onu öğrenir; mesela, kavga edilen bir ortam çocuğa şiddeti, adaletli bir ortam adil olmayı, cesaretlendirildiği bir ortam kendine güvenmeyi, güven duyulan bir ortam ise, güven vermeyi öğretir. Bu liste uzar gider ve her bir sonuç, sayısız duygunun eseridir. Ve bütün duygular iki kökten gelir; insanın hissettiğini iddia ettiği diğer tüm duyguların özünde, en gerisinde ve başlangıcında ya 'sevgi' vardır, ya da 'nefret'..."
Sayfa 247 - Bay HiçkimseKitabı okudu
Resim