Asıl adı Mehmet olup, 12 Rebiülevvel 1027 / 8 Şubat 1618'de Malatya'nın şimdiki adı Soğanlı köyü olan İşpozi kasabasında dünyaya gelmiştir. Babası, yöresinin önde gelenlerinden Nakşbendiyye tarikatı mensubu Soğancızâde Ali Çelebi'dir. Niyâzî ve Mısrî ise mahlaslarıdır. Mısrî mahlası tahsilini Mısır'da yaptığından dolayıdır. Çeşitli medreselerde eğitim görmüş ve farklı yerlerde tasavvuf bilgisini geliştirmiştir. 1655 yılında Halveti şeyhi Sinan-ı Ümmi'den hilafet alarak irşada mezun kılınmış, memleketin pek çok yerinde vaazlar vererek halkı irşad etmeye çalışmıştır. Şöhreti her yana yayılan Niyazî Mısrî, ordunun maneviyâtını yükseltmek için Sultan IV. Mehmet tarafından Lehistan seferine götürülür. Hakkında ileri sürülen iftiralardan sonra Limni adasına sürülür ve burada onbeş yıl çileli bir hayat yaşar. Ölümünden bir yıl kadar önce affedilir ve Bursa’ya döner. Fakat Bursa Kadısı'nın şikayeti üzerine tekrar Limni’ye gönderilir ve burada vefat eder. Osmanlı sultanı tarafından sürgüne gönderildiği Limni adasında 1693 (H.1105) senesinde bir Çarşamba günü kuşluk vakti vefat etmiş olup türbesi de aynı adada ziyaretgahtır. Türkçe ve Arapça manzum ve mensur on ciltten fazla eseri bulunmaktadır. Aruz ölçüsü ile yazdığı şiirlerinde genellikle Nesimî ve Fuzulî’nin, heceyle yazdığı şiirlerinde ise Yunus Emre’nin etkisinde kaldığı görülür. Divanı’nın yanı sıra, “Risaletü’t-Tevhid, Şerh-i Esma-i Hüsnâ, Sûre-i Yusuf Tefsiri, Şerh-i Nutk-ı Yunus Emre, Risale-i Eşrât-ı Saat, Tahir-nâme, Fatihâ Tefsiri, Sûre-i Nûr Tefsiri” eserlerinden bazılarıdır.
Tam adı:
Hazret-i Pir Muhammed Niyazi-i Mısri, Niyazi Mısri
Çıktım Erik Dalina
Positivist mantık genelde bütün dünyada artık Yunus Emre'nin: "Çiktım erik dalina/Anda yedim üzümü " mısralarında kullanılan mantık örgüsünü unut turmuşa benzer.
Bu mısralara pozitivizmin öngördügü mantıkla yaklaşan birinin söyleyeceği ilk şey, saninm "Demek ki. Yunus'un çıktığı erik dalının yanında bir
Niyazi Mısri ve Divan eseri hakkında yazmayı çok istememe rağmen bugüne nasip oldu. Belki de yoğun ve güçlü bir şeyler yazma fikrim, titizlenmeme, o da çıtayı yükseltmemle birlikte yazmaktan vazgeçmeme neden oldu. Ya da bir eseri de vardı onu okuyup yazmak istemem etkili oldu. Neyse ne.
Önce Niyazi Mısri kimdir, onunla başlayalım. Niyazi Mısri
Böyle kitaplara inceleme yazmak da zor... Haddimizi aşarız endişesi ile kitabın takdim bölümünden bir buklenin eseri tanıtacağını düşündüm;
Vahdetname veya Risale-i Vahdet-i Vücud ismiye bilinen bu küçük risale, müellifinin de ifade ettiği üzere Vahdet-i Vücud meselesine bir önsöz mahiyetindedir. Risalede, meselenin ana başlıkları Ayet ve