Nuray Çalışkan

Göçmen Kızı author
Author
9.6/10
8 People
26
Reads
7
Likes
850
Views

Most Liked Nuray Çalışkan Posts

You can find Most Liked Nuray Çalışkan books, most liked Nuray Çalışkan quotes and quotes, most liked Nuray Çalışkan authors, most liked Nuray Çalışkan reviews and reviews on 1000Kitap.
204 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Ben bir Göçmen Kızı gördüm Tuna boyunda...
Kitabın ilk okuyucularından biri olarak, gerçek bir hayat hikayesinden esinlenmiş olan bu romanı çok beğendim. Sosyal medya sayfasında gördüğüm kadarıyla, kitabın yazarı Nuray Çalışkan mesleğini aşkla yapan bir doktor, tam bir seyahat düşkünü ve harika bir anne. Kitabına da bunlardan hepsinden bir parça koymuş ve üzerinde de 5 yıl çalışmış. Öncelikle ‘Göçmen Kızı’ gerçek bir göç hikayesi; küçük bir Türk kızının 1989’dan 2024’e uzanan hayatını anlatıyor. Ailesiyle Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç etmesi, eğitimi, bir doktor ve anne oluşu, seyahatleri, ayrıca şu yaşadığımız pandemi dönemine bile değinilmiş. Bazen kaybetmenin, bazı şeyleri eksiltmenin, bizi eksiye düşürmek değil de, bize avantaj sağlamak olduğunu öğrendim. Kitapta kendimi bulduğum, sanki kendi hayatımı okumuş gibi hissettiğim birçok bölümler de vardı. Kitabımıza dönersek; Adelina ya da Türkçe adıyla Nilay’ın öyküsü, ülke değiştirmenin travmalarını, zorluklarını yaşarken, zamanla işler yoluna girer ve göçmen kızımız Tıp Fakültesine girer. Burada günümüze geliriz, genç kadın hekim kahramanımız bizleri İsviçre’den Tibet’e, Güney Amerika’dan Balkanlar’a sürecek bir aşk hikayesine sürükler. Pandemi de işin tuzu biberi olur ;)) Sürprizli sonu için de kitabı okumanızı tavsiye ederim. Bu kitabı okurken, arkada hafiften şu türküyü de dinleyin: ”Ben bir Göçmen Kızı gördüm Tuna boyunda, Elinde bir besli kuzu hem kucağında...” Sizin de kitaplığınızda mutlaka bir ‘Göçmen Kızı’ olsun...
Göçmen Kızı
Göçmen KızıNuray Çalışkan · Sokak Yayınları · 202125 okunma
Her şey çok güzel görünüyordu; yeni ev, yeni okul, yeni hayat. Yine yeni yeniden! Her şey hayal ettiğinden de güzel gidiyordu işte.
Reklam
Güzel günlere, güzel insanlara, güzel hayallere ve iyiliğin varlığına…
Bir Göçmen Kızından…
O an daha sonra Necip Fazıl’ın “Öz vatanında garipsin, öz vatanında parya!” dizesini hatırlatacak durumların yaşanacağından bihaber olmak.. Türkiye’de yaşamak, özgürce kimliğini, dilini, ibadetini saklamadan, ezanı duyarak, Türkçeyi konuşarak.. Nereye gideceğimizi bilmeden yol almak en can yakıcı durumdu. Dostoyevski’nin de dediği gibi: “Belirsizlik, en kötü ihtimalden daha acı vericidir”.. İsviçre, kantonlara ayrılıp yakın olduğu 3 ülkenin dilini konuşuyordu: Fransızca, Almanca, İtalyanca. Buna rağmen kendi dilleri yoktu.. Hissetmeye çalıştı Nilay 1300 yıl öncesini, ellerini Orhun Vadisinden getirtilmiş 2 anıtın üzerinde gezdirirken.. Demek o derece büyük bir korku salmış ki Türkler, Çinler bu kadar uzun ve yüksek duvarlar yapmış, hem de Uzaydan görünecek kadar.. 3 Ağustos, yoksa tarih tekerrür mü ediyordu? Yeni bir göç hikayesi mi başlıyordu? Hoş geldin, minik seyyah Göçmen Kızı!...
Sayfa 201Kitabı okudu
O an daha sonra Necip Fazıl’ın “Öz vatanında garipsin, öz vatanında parya!” dizesini hatırlatacak durumların yaşanacağından bihaber olmak.. Türkiye’de yaşamak, özgürce kimliğini, dilini, ibadetini saklamadan, ezanı duyarak, Türkçeyi konuşarak.. Nereye gideceğimizi bilmeden yol almak en can yakıcı durumdu. Dostoyevski’nin de dediği gibi: “Belirsizlik, en kötü ihtimalden daha acı vericidir”.. İsviçre, kantonlara ayrılıp yakın olduğu 3 ülkenin dilini konuşuyordu: Fransızca, Almanca, İtalyanca. Buna rağmen kendi dilleri yoktu.. Hissetmeye çalıştı Nilay 1300 yıl öncesini, ellerini Orhun Vadisinden getirtilmiş 2 anıtın üzerinde gezdirirken.. Demek o derece büyük bir korku salmış ki Türkler, Çinler bu kadar uzun ve yüksek duvarlar yapmış, hem de Uzaydan görünecek kadar.. 3 Ağustos, yoksa tarih tekerrür mü ediyordu? Yeni bir göç hikayesi mi başlıyordu? Hoş geldin, minik seyyah Göçmen Kızı!... Göçmen Kızı, Nuray Çalışkan Sayfa 201
- Merak etme canım kızım, çok daha iyisini, çok daha güzelini alırız sana. Şimdilik satmak zorunda kaldık, diyerek kızının kumral dalgalı saçlarını okşuyordu. O da istemiyordu elbette bütün bu yaşanılanları. Ancak Türkiye’ye zor şartlarda gelip çektikleri geçim sıkıntısı yüzünden tekrar Bulgaristan’a dönen Türklere inat dayanmalıydı bu zor duruma. Direnmeliydi. Dönmemeliydi. Sabretmeliydi. Kızı gözyaşları ile ağlıyordu belki. Ama onun içi kan ağlıyordu. Yine de bir yolunu bulmalı ve devam etmeliydi. Ailecek bu zorluğun da üstesinden gelecek, özgürlüklerin kısıtlandığı o zalim yönetime boyun eğmeyecek ve asla geri dönmeyeceklerdi. Bunun için ne gerekiyorsa yapacaktı Halide Hanım. Hatta bu yüzden değil miydi ki kolundaki anne yadigârı saati satması? Üç kuruşa gitmişti güzelim parça? Neden? Birkaç ekmek ve yoğurt alabilmek, güçlü durabilmek için. Evet, zordu. Ama çok daha zorlarını görmüştü. Yaşadığı psikolojik baskı ve gönül yükünün yanında bu hiçbir şeydi. Çünkü biliyordu ki sıkıntılar geçiciydi, para kazanılırdı. Zor ve önemli olan hürriyetti! #nurayçalışkan #göçmenkızı #okuyorum #kitapalıntısı s.58
Reklam
53 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.