Bazen bir insanı tüm benliğinizle sever ve kalbinizi onun ellerine teslim edersiniz. O yokken nefes alamayacakmışsınız gibi olur. Sonra bir şekilde o insan hayatınızdan çıkar ve yaşam o olmadan da devam eder..
Geçmişteki hatalarımı o güne dönerek düzeltemem, bu imkânsız. O hataları hayıflanarak, ağlayarak da unutamam. Ben geçmişimi ancak, bugünümle temizleyebilirim.
Nasıl ki, yaşamda her şeyin bir başlangıcı bir de sonu vardır, o halde hiçbir son bir bitiş değil, sadece bir sonuçtur! Hiçbir şey bitmiyor, kendi paralelinde sadece sonuçlanıyor.
Bazı insanlar hayat yolculuğumuzda misafir olurlar bize. Hayatımıza belli dönemlerde girip çıkan bu insanların hepsinin bir görevi vardır: Bize hayatı öğretmek… Her birinden ayrı ayrı tecrübeler ediniriz. Kiminin hayatımızda kalma süresi uzun olur, kiminin ise çok kısa. Sebepsizdir gidişleri. Kimi çıkar uğruna yanaşmıştır, kimi merak. Bazen de en sıkıntılı anlarında tanışırsın birileriyle ve o en bunalımlı zamanını atlatana dek hep yanında olurlar ve sonra da sessizce çıkıp giderler hayatından.
“İnsanoğlunun değeri kesir ile ifade edilecek olursa;
Payı gerçek kişiliği gösterir,
Paydası kendini ne zannettiğini…
Payda büyüdükçe kesrin değeri küçülür.”
Tolstoy