Oliver Dhilly

7.3/10
7 Kişi
15
Okunma
0
Beğeni
324
Görüntülenme
Marx burada diyalektik materyalizmden söz eder: tarihin dünyanın dışında bir ilkesi yoktur, sadece emekçiler ile tarihi ilerleten toplumsal sınıflar arasındaki ilişkiler vardır.
Sayfa 89 - SayKitabı okudu
Reklam
Güneşin yarın doğacağını hiçbir biçimde kanıtlayamayız. Doğada gereklilik yoktur ve bize neden-sonuç ilişkisi gibi görünen şey alışkanlıktır.
Sayfa 82 - SayKitabı okudu
Söylentiye göre tarihin en büyük fetihçilerinden biri olan Büyük İskender, Diyojen'in fıçısının önüne gelmiş ve "dile benden ne dilersen" diye sormuş. Diyojen "Gölge etme başka ihsan istemem." diye cevap vermiş.
HİÇ KİMSE İSTEYEREK KÖTÜ OLMAZ !
kötülük cehalettir bu nedenle mahkumiyet koşullarından kurtulmak gerekir kültürümüzde günah kavramı olduğundan insanın genel olarak kötülüğe meyilli olduğu kötülüğün söz gelimi adaletsizlik gibi kendisi için istendiği söylenebilir. Ama yanlıştır bu: insan kötülüğü istiyorsa onu iyilik sandığı için ister. Kötülüğü istediğimde bu kötülüğün benim için bir iyilik olacağını düşünürüm.o zaman kendim için iyi olana kendi için de iyi olanı karıştırmış olurum sadece görünüşte iyi olan bir şeyin gerçekten iyi olduğunu sanırım: dolaysız zevk, para. çoğu zaman genel olan düşüncem, kan aldatmış olur beni dolayısıyla insan isteyerek kötülük yapmaz, cahil olduğu için kötülük yapar.
Sayfa 28 - sayKitabı okudu
Doğru mu
"Gaye vasıtayı meşru kılar." Machiavelli'nin hiç bir zaman yazmadığı bu cumle ona mal edilmiştir ve konuyla ilgili tanrı ve tutumunu çok iyi özetler.
Sayfa 42 - sayKitabı okudu
Reklam
Felsefe yapmayı genellikle hayat, ölüm, Tanrı, dünyanın yaratılışı, ahlak, varlık gibi ciddi şeylerden söz etmek sanıyoruz. Ama ya gerçek felsefe şuradaki, gözümüzün önündeki kokteylden söz etmekse?
Sayfa 105 - SayKitabı okudu
Nietzsche'nin dediği gibi "Tanrı öldü" ise "dünyada değilsek", anlam ve akıl krizinin farkındaysak ve kıta düşüncesi için Hegel'den sonra nasıl düşünmek gerektiği sorusu söz konusuysa düşünce varsayımlarımızı sorgulamak gerekir.
Sayfa 165 - SayKitabı okudu
Eğer Tanrı varsa biz yeteneklerimiz sayesinde kavrayabiliriz bunu. Böyle düşünürüz. Alçakgönüllü olalım. Eğer Tanrı varsa bizim yeteneklerimizle uyumlu değildir. Tanrı bilinemez ve düşünülemez. Ne söyleyebiliriz onun hakkında? Hiç.
Sayfa 52 - SayKitabı okudu
Reklam
Ya ruhumuz? Her şey atomlardan oluştuğuna göre ölümümüzle birlikte ruhumuz da dağılacaktır… Dolayısıyla korkmak ve mutsuz olmak için hiçbir neden yoktur.
Sayfa 33 - SayKitabı okudu
“Birçok yerde ve birçok kez söylediğimi duymuşsunuzdur… benim içimde tanrısal, vicdani, içgüdüsel, ne derseniz deyin, o tür şeyler oluyor […]. Çocukluğumda başladı bunlar. Bu sesleri duyduğumda meşgul olduğum işi bırakmak zorunda kalıyorum…”
Sayfa 17 - Say, 2015.
Ölümün korkulacak bir yanı yok!
ölümden sürekli korkarız. Nedir peki bu ölüm? Duyumlardan yoksun olma bir insanın kendisinin kesinlikle öldüğünü doğrulamak için artık beyinsel bir faaliyeti bulunmadığı onun için hiç bir duyumun mümkün olmadığı anlaşılır o zaman öldüğümüzde nasıl canlı olabiliriz, yani nasıl duyumlarımız olabilir? kendi ölümümüzü yaşayamayacağız. Hiç bir zaman "ben ölüyüm" diyemeyeceğiz(ancak filmlerde ve hayalimizde mümkündür bu). dolayısıyla hiç bir zaman olmayacak şeyi düşünmeyi bırakalım ve olmayacak korkulardan kurtaralım kendimizi. Ya ruhumuz? Her şey atomlardan oluştuğuna göre ölümümüzle birlikte ruhumuz da dağılacaktır... dolayısıyla korkmak ve mutsuz olmak için hiçbir neden yoktur.
Sayfa 33 - sayKitabı okudu
“Aydınlanma insanın sorumlu olduğu vesayetten kurtulmasıdır. Vesayet insanın başkasının yardımı olmadan kendi idrakini kullanmamasıdır (…) Sapere aude! Kendi idrakinden yararlanma cesaretini göster! İşte Aydınlanma'nın sloganı”
Sayfa 84 - SayKitabı okudu
Resim