Ömer Özsoy

Ömer ÖzsoySünnetullah yazarı
Yazar
Çevirmen
8.3/10
39 Kişi
121
Okunma
16
Beğeni
4.061
Görüntülenme

Ömer Özsoy Sözleri ve Alıntıları

Ömer Özsoy sözleri ve alıntılarını, Ömer Özsoy kitap alıntılarını, Ömer Özsoy en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çeşitli alanlarda özellikle de din konusunda- bâtıl inançlar edinme, insanlığın yüzeysel düşünmesi ve korkaklığı yüzünden içine düştüğü büyük bir zaaf hâlidir. İnsanlık tarihi ve modern çağdaki gelişmeler göstermektedir ki, zamanın geçmesi ve mekanın değişmesi ile, sanıldığı gibi bâtıl inançlar zayıflamıyor, sadece şekil değiştiriyorlar. İlkel insanların tahtadan ve taştan putlarının yerini, modern insanın etten ve kandan veya soyut putlar alabiliyor.
Sayfa 305 - Fecr Yayınları
Size verilmiş bulunan herhangi bir şey, sadece dünya hayatının menfaatidir; inanıp Rablerine güvenenler, büyük günahlardan ve hayasızlıklardan çekinenler, öfkelendiklerinde bile bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler, namazı kılanlar işleri(ni) aralarında danışma ile (görenler), kendilerine verdiğimiz rızıktan sarfedenler ve bir saldırıya uğradıklarında kazanmaya çalışanlar için Allah'ın katında bulunan daha iyi ve daha kalıcıdır. Şura/36-38
Reklam
Ruhsatlar
Ruhsat kurumu, Islam'ın ne kadar tabiî bir din olduğunu ve realiteye verdiği önemi ortaya koyan bir unsurdur. İlkel ve irrasyonel dinlerde haram tabudur, sorgulamaya kapalı dogmatik bir kategoridir, yani hiçbir sebeple harama yaklaşılamaz, dokunulamaz. İslâm'da ise, hayat bizatihi değerli olduğu için, onun tehlikeye girdiği durumlarda deva olabilecek nesnelerin hürmeti (haramlığı) kalkar. İslam Hukukçuları bu ilkeyi şu şekilde formüle etmişlerdir: "Zaruretler, mahzurları mübah kılar"
Sayfa 484 - Fecr Yayınları
Yûsuf: "Siz Yûsuf'a ve kardeşine neler yaptığınızı biliyor musunuz? Siz cahillik yapan kimselersiniz" dedi. 90. "Yoksa sen Yûsuf musun?" dediler. "Ben Yûsuf'um, bu da kardeşim. Allah bize iyilikte bulundu. Kim Allah'a saygılı olur ve sabrederse, Allah iyi davrananların ödülünü zayi etmez" dedi. Yusuf Suresi/89-90.
"bir bilseniz.."
Eğer (borçlu) darda ise, eli genişleyinceye kadar bekleyin; (alacağınızı) sadaka olarak bırakmanız sizin için ne kadar iyidir, bir bilseniz. Bakara/280.
Lokmân şöyle dedi: “Ey oğulcuğum! İşlediğin şey bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde de bulunsa, Allah onu senin karşına getirir. Allah nüfuz edip, haber alandır. Ey oğulcuğum! Namazı kıl, uygun olanı buyurup kötülükten vazgeçir, başına gelene karşı dayanıklı ol. Bunlar, üzerinde durulmaya değer işlerdir. İnsanları küçümseyip yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme; Allah kendini beğenip övünen hiç kimseyi sevmez. Yürüyüşünde tabiî ol, sesini kıs! Seslerin en çirkini eşeklerin sesidir" Lokman Suresi/19.
Reklam
Allah Kitap'ta size şunu indirdi: "Allah'ın âyetlerinin inkar edildiğini ve alaya alındığını işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikçe onlarla oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz". Allah ikiyüzlülerin ve inkarcıların hepsini cehennemde toplayacaktır. Nisa Suresi/140.
Ana-Baba
Kur'an; ebeveynin (anne-baba veya dede-nine) aile içinde kalmasını, ailenin bir parçası olarak diğer aile fertleriyle birlikte yaşamasını istemektedir. Çağdaş yaşam biçimi ve egemen modernist dünya görüşü ise, önerdiği çekirdek aile tipiyle ebeveyni (yerine göre anne-baba, yerine göre dede-nine) ailenin dışına atmıştır. Bu, son derece vahşi ve gayri ahlaki bir uygulamadır. Sözde 'huzur evleri'nin nasıl bir huzursuzluk mekânı ve yarı hapishane olduğunu, orada yaşayan insanlardan dinlemek mümkündür. Şurası bir gerçektir ki, anne ve babayı yaşlılıklarında ailenin içinde tutmak, sabır gibi ahlaki bir olgunluğu, vefa ve minnettarlık gibi ahlaki erdemlere sahip olmayı gerektirir. Modern (yabancılaşmış) insanda da, yaşamın temposu ve gidişatı gereği, bunlar maalesef nadir bulunan hasletler hâline gelmiştir.
Sayfa 441 - Fecr Yayınları
Dünyaya Aşırı Düşkünlük (Sekülerlik)
Dinî, ilahiî, aşkın âlemden uzaklaşma, kutsal olan ile bağını koparma ve yeryüzüne koparma anlamında 'dünyevileşme' modern Batı kültürünün en karakteristik özelliklerindendir. Önceleri Rönesans ve Reform, daha sonra Aydınlanma filozoflarının gayretiyle oluşturulan hümanist-laik batı kültürü ve medeniyetinin insan anlayışı veya dünya görüşünün özü olan 'dünyevilik' ile Kur'an'ın sık sık dikkat çektiği ve insanı uyarmaya çalıştığı bir tehlike olan dünyaya aşırı düşkünlük arasında sıkı bir bağ vardır. Ibrahimî dinlerin insanı kendisine karşı korumaya, uyanık tutmaya çalıştıkları bu en büyük günah; bütün felaketlerin ve ahlaksızlıkların kaynağı olan bu en temel sapma, modern dünyada önce Batı'da ortaya çıkmış, daha sonra da bütün dünyaya yayılmıştır. Hz. Musa'nın savaştığı Karun ve Firavun'un dünya görüşü olan bu anlayış, o gün nasıl acılara sebebiyet verdiyse, bugün de çevre kirliliği, silahlanma, ırkçılık, tüketim çılgınlığı, açlık, savaş ve gelir dağılımında adaletsizlik gibi bir yığın felakete sebep olmaktadır. Bu durum, Kur'an'ın tasviri ile “Allah'ı unuttukları için, Allah'ın da kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler'in hâlidir (59Haşr/19). Kur'an insanın haddi aşması ve azması ile, dünya hayatını tercih etmesi arasında yakın bir bağ kurar: "Artık kim azarsa ve dünya hayatını tercih ederse, gideceği yer cehennemdir" (79 Naziat/37-39).
Sayfa 430 - Fecr Yayınları
Sevdiğiniz şeylerden vermedikçe asla iyiliğe erişemezsiniz. Ne verirseniz, Allah onu bilir. Al-i İmran/92.
Reklam
Geceleyin secde ederek ve ayakta durarak boyun büken, ahiretten çekinen, Rabbinin rahmetini dileyen kimse, inkar eden kimse gibi olur mu? (Ey Muhammed!) De ki: "Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar. (Ey Muhammed! Benim adıma) de ki: "Ey inanan kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının; bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardır. Allah'ın yarattığı yeryüzü geniştir. Sabredenlere karşılıkları hesapsız olarak ödenecektir". Zümer Suresi/9-10.
Eyyûb da: “Başıma bir bela geldi, Sana sığındım, Sen merhamet sahiplerinin en merhmetlisisin" diye Rabbine seslenmişti. Biz de onun duasını kabul etmiş ve başına gelenleri kaldırmıştık. Katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir hâtıra olmak üzere, ona tekrar ailesini ve onların yanısıra bir katını daha vermiştik. Enbiya Suresi/83-84.
Kavramlar ile o kavramı isimlendirmek için seçilen kelimeler arasında çok sıkı bir bağ vardır ve bu bağın, somuttan soyut kavramlara doğru gittikçe daha ön plana çıktığı görülür. O kadar ki tamamen soyut kavramlar, ancak kendilerine isim olan kelimeyle var olabilirler.
Sayfa 47
44 Duhan/38; Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları oyun olsun diye yaratmadık. 39: Biz onları, ancak ve ancak bir gayeyle yarattık, ama [insanların] çoğu bilmezler.
Sayfa 4 - Fecr yayınları
İnsanın tabiat bilgisi konusunda vahye olan ihtiyacı, bu bilginin nasıl elde edileceği değil, 'nasıl' ve 'ne için' kullanılacağı noktasında açığa çıkmaktadır. Kur'an'ın, tabiatın anlaşılması konusunda insana yardımcı olmaya yanaşmamasını, onun bilime bakışındaki negatifliğin göstergesi kabul etmek, şüphesiz büyük haksızlık olur. Benzer bir haksızlık da, Kur'an'ın bilime ne kadar olumlu baktığını gösterebilmek için, onun ilk emrinin 'oku!..' olduğunu söylemek, düşünmeyi emreden ayetlerin dökümünü vermek veya Kur'an'daki "ilm" kökenli kelimelerin sayımını yapmaktır. Çünkü Kur'an'ın bu konudaki tavrı oldukça nettir ve nötr bir tavırdır.
Sayfa 81
244 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.