Ömer Seyfettin

Ömer SeyfettinKaşağı yazarı
Yazar
8.1/10
10,9bin Kişi
79,8bin
Okunma
2.878
Beğeni
92,3bin
Gösterim

Ömer Seyfettin Kimdir?

Ömer Seyfettin (d. 11 Mart 1884 Gönen Balıkesir, – ö. 6 Mart 1920 İstanbul), Türk edebiyatının önde gelen hikâye yazarlarındandır. Asker, şair ve güçlü bir edebi yeteneği olan bir öğretmendir. Türk kısa hikâyeciliğinin kurucu ismidir. Ayrıca edebiyatta Türkçülük akımının kurucularındandır. Türkçede sadeleşmenin savunucusudur. Kısa ömrüne pek çok sayıda eser sığdırmıştır. 1884 yılında Gönende (Balıkesir) doğdu. Yüzbaşı Ömer Şevki Beyle, Fatma Hanımın ikisi küçük yaşlarda ölen dört çocuğundan birisidir. Öğrenimine Gönende bir mahalle mektebinde başladı. Ömer Şevki Beyin görevinin nakli dolayısıyla Gönenden ayrılan aile İnebolu ve Ayancık'tan sonra İstanbul'a geldi. Ömer Seyfettin, önce Mekteb-i Osmanîye, 1893 ders yılı başında da Askerî Baytar Rüştiyesine kaydedildi. Bu okulu 1896'da tamamlayarak Edirne Askerî İdadîsine devam etti. 1900'de İdadî'yi bitirerek İstanbul'a döndü. Burada Mekteb-i Harbiye-i Şahâne'ye başladı. 1903 yılında Makedonya'da çıkan karışıklık üzerine "Sınıf-ı müstacele" denilen bir hakla imtihansız mezun oldu. Ömer Seyfettin, mezuniyetten sonra piyade asteğmeni rütbesiyle, merkezi Selanik'te bulunan Üçüncü Ordunun İzmir Redif Tümenine bağlı Kuşadası Redif Taburuna tayin edildi. 1906'da İzmir Jandarma Okuluna öğretmen olarak atandı. Bu, Ömer Seyfettin için önemlidir; zira bu vesileyle İzmir'deki fikrî ve edebî faaliyetleri takip edecek ve bunlar içerisinde yer alan gençlerle tanışacaktır. Nitekim batı kültürünü tanıyan Baha Tevfik'ten Fransızca bilgisini artırmak için teşvik gördü; Necip Türkçüden ise sade Türkçe ve millî bir dille yapılan millî edebiyat konusunda önemli fikirler aldı. Ömer Seyfettin Ocak 1909'da Selanik Üçüncü Orduda görevlendirildi. Selanik'te çıkmakta olan Hüsün ve Şiir dergisinin ismi Akil Koyuncunun istek ve ısrarı üzerine Genç Kalemlere çevrildikten sonra 11 Nisan 1911'de Ömer Seyfettin'in Yeni Lisan isimli ilk başyazısı imzasız olarak yayımlandı. Genç Kalemler yazı heyetini oluşturanlar Balkan Savaşının başlaması üzerine dağılmak zorunda kaldı. Ömer Seyfettin yeniden orduya çağrıldı, Yanya Kuşatmasında esir düştü. Nafliyon'da geçen 1 yıllık esareti sırasında sürekli okumuştu. "Mehdi", "Hürriyet Bayrakları" gibi hikâyelerini bu dönemde yazdı. Hikâyeleri Türk Yurdunda yayımlandı. Esareti süresince gerek okuyarak, gerekse yaşayarak yazarlık hayatı için önemli olacak tecrübeler kazandı. Ömer Seyfettin 1913'te esareti bitince İstanbul'a döndü. 23 Ocak 1913'te Enver Paşanın organize ettiği Babıali Baskınına katıldı. Daha sonra askerlikten ayrıldı, yazarlık ve öğretmenlikle hayatını kazanmaya başladı. Türk Sözü dergisinin başyazarlığına getirildi ve burada Türkçü düşüncenin sözcülüğünü yapan yazılar yazdı. 1914 yılında Kabataş Sultanisinde öğretmenlik görevine başladı ve bu görevini ölümüne kadar sürdürdü. 1915'te İttihat ve Terakki Fırkası ileri gelenlerinden Doktor Besim Ethem Beyin kızı Calibe Hanımla evlenmiştir. Bu evlilik Güner isimli bir kız çocuğuna rağmen bozulunca tekrar yalnızlığına döndü. 1917'den ölüm tarihi olan 6 Mart 1920'ye kadar geçen zaman birçok acı ve sıkıntıya rağmen verimli bir hikâyecilik dönemini içine alır. Bu dönemde 10 kitap dolduran 125 hikâye yazdı. Hikâye ve makaleleri Yeni Mecmua, Şair, Donanma, Büyük Mecmua, Yeni Dünya, Diken, Türk Kadını gibi dergilerle Vakit, Zaman ve İfham gazetelerinde yayımlandı. Bir yandan öğretmenlik yapmayı sürdürdü. Hastalığı 25 Şubat 1920'de artınca yazar, 4 Martta hastahaneye kaldırıldı. 6 Mart 1920'de hayata gözlerini yumdu. Önce Kadıköy Kuşdili Mahmut Baba Mezarlığına defnedilir. Daha sonra mezarı buradan yol geçeceği veya araba garajı yapılacağı gerekçesiyle 23 Ağustos 1939'da Zincirlikuyu Mezarlığına nakledildi. En yakın arkadaşı Ali Canip Yöntem, onun hayatını ve mizacını anlatan, en kuvvetli hikâyelerini içeren Ömer Seyfettin ve Hayatı adlı bir kitap yazdı ve bu kitap 1935 yılında yayımlandı. Kısa bir süre sonra da bütün hikâyeleri bir kitap serisi halinde basılmıştır ve bu hikâyeler günümüzde de okunmaktadır.
Tam adı:
Ömer Seyfeddin
Unvan:
Türk Yazar, Öğretmen
Doğum:
Balıkesir, 11 Mart 1884
Ölüm:
İstanbul, 6 Mart 1920

Okurlar

2.878 okur beğendi.
79,8bin okur okudu.
399 okur okuyor.
8,6bin okur okuyacak.
338 okur yarım bıraktı.

Ömer Seyfettin Sözleri ve Alıntıları

Tümünü gör

Ömer Seyfettin İletileri

Tümünü gör
Kitap önerileri içeren bilinçlendirici okuma rehberleri
youtube.com/c/alintilarlaya... Alıntılarla Yaşıyorum adlı YouTube kitap kanalımda bütün kitaplarını okuduğum yazarlar için detaylı okuma rehberleri paylaşıyorum. Daha çok arkadaşın bu bilgilerden faydalanabilmesi için paylaşabilirsiniz. ⬇️⬇️ İlk romanım
Bazen bazı şeyleri geride bırakabilmek, hata ettiğimizi kabullenmek gerek. “İnsanlar ne tuhaftır. Fikrine, ümidine, arzusuna muhalif bir şeye rastgelince hemen bozulur.”
Ömer Seyfettin
Ömer Seyfettin
Hayat her zaman bize uymaz. Her şeye rağmen devam eder.
İnsan ne tuhaftır! Fikrine, ümidine, arzusuna ters düşen bir şeye rastlayınca hemen bozulur.
Ömer Seyfettin
Ömer Seyfettin

Ömer Seyfettin Yorum ve İncelemeleri

Tümünü gör
·
Puan vermedi
Pembe İncili Kaftan hikâyesinde, Osmanlı'yla rekabete kalkışan Şah İsmail'e karşı devletin onur ve saygınlığını özenle temsil edecek bir elçi gönderilişini konu alır. Büyük bir fedakârlıkla donatılan elçilik heyeti, dillere destan bir pembe incili kaftanla Şah İsmail'in huzuruna çıkar.
Pembe İncili Kaftan
Pembe İncili KaftanÖmer Seyfettin · Karbon Kitaplar · 20185,3bin okunma
·
Puan vermedi
Beyaz Lale adlı hikâye, Balkan Savaşları yıllarında Türk milletine Balkanlarda yapılan katliamlardan kesitler sunar. Ömer Seyfettin, bu eserde Bulgar asıllı Radko Balkaneski'nin komutasındaki düşman güçlerinin Serez'deki Türklere yaptığı zulümleri canlı tablolar hâlinde anlatır.
Beyaz Lale
Beyaz LaleÖmer Seyfettin · Gece Kitaplığı · 20171.154 okunma
·
Puan vermedi
Koca Ali dürüst biridir. Koca Ali’ye iftira atılır hırsızlıkla suçlanır. Bu Ali’nin zoruna gider ama yapacağı bir şey de yoktur. Hırsızlık suçunu cezası olarak diyet ödemesi gerekir. Parası yoktur. Halk zengin birini bulur ve Ali’nin diyetini ödetir. Halk Ali’yi çok sever sahip çıkar. Ali borcunu ödeyen Kasap Hacı Mehmet’e borcunu yanında çalışarak ödemeye başlar. Ustası Ali’ye zulüm eder. Ustası o kadar gaddardır ki Koca Ali artık dayanamaz kendi kolunu keser kasaba verir ve özgürlüğüne kavuşur. Böylelikle borçlu kalmamış ve ezilmemiş olur. Borçlu kalmaktansa ve ezilmektense bir kolumu kaybederim ama özgür yaşarım der.
Diyet
DiyetÖmer Seyfettin · Timaş Çocuk · 20033.913 okunma