Öner Ünalan

Öner ÜnalanDarwin Ne Yaptı? author
Author
Translator
8.7/10
16 People
50
Reads
8
Likes
2,006
Views

Öner Ünalan Quotes

You can find Öner Ünalan quotes, Öner Ünalan book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Atın evrimi
Bugünkü atın (Equus caballus) bilinen ilk taşıl atası, yaklaşık 54-38 milyon yıl önce yaşamış Echippus, öbür adıyla Hyracotherium’dur. Orta boy bir köpek iriliğindeki bu otçul hayvan, ön ayaklarının dörder, art ayaklarının üçer toynağının tümüne basarak yürür. At ise her ayağının yalnız bir toynağına basar, orta parmakları ucuna kalkmış durumdadır. Atın evrimi sırasında toynak sayısı azalır, ayak tabanı ortadan kalkar, bacaklar uzar, alt bacaktaki ayrı (bağımsız) kemikler birleşir, vücut ve beyin irileşir, dişlerde birtakım değişiklikler olur ve sonunda, koşmaya olağanüstü uyarlanmış bugünkü biçim ortaya çıkar.
İnsanın dik durmasında ve yürümesinde çok önemli bir dayanak olan ayak başparmağı, başlangıçta öbür parmaklara paralel değildir; ayaktan yana doğru bir açı yaparak çıkar; dörtellilerde bugün görülen durumdadır. İnsan embriyonu memeli embriyonlarıyla daha da çok benzeşir. “Örneğin yürek, başlangıçta, çarpan basit bir kap biçimindedir; çıkartı (sidik ve dışkı) bir dışkılıktan (...) boşaltılır; kuyruk kemiği (os coccyx)... bacaklardan daha öteye, gerçek bir kuyruk gibi uzanır.”67 Vb. Kısacası, insan kendisinin hemen aşağısında bulunan hayvanlar gibi belirir ve gelişiminin ilk basamakları onlarınkilerle aynıdır.
Reklam
İnsanlar hem benzeşir hem benzeşmez, insanlarda yapının belirli parçaları tektir: Baş, burun, ağız, gövde gibi. Belirli parçalar çifttir: Göz, kulak, kol, bacak gibi. Eller ve ayaklar beşer parmaklıdır. Bütün bu parçalar genel veya ortak biçime uygundur; konumları da bellidir; dolayısıyla bütün insanlar benzeşir. Bununla birlikte, insanları birbirinden ayırt etmekte güçlük çekmeyiz; çünkü yalnız yapılarının genel biçim ve büyüklüğünde değil, parçalarının biçim ve büyüklüğünde de farklar vardır. Örneğin göz biçimi ve rengi; deride kılların dağılışı, sıklığı, biçimi, inceliği ve rengi insandan insana değişir. Parmak izi, koku, ses, yürüyüş, vb. öylesine kişiye özgüdür ki, herhangi bir kimseyi tanımaya biri bile yeter
Sayfa 59 - pdfKitabı okudu
körelmiş organlar
İnsanın sindirim borusunda solucanımsı güdük bir çıkıntı olarak bulunan kör bağırsak (apandis), otçul memelilerde çok uzundur ve sindirimde önemli görevi vardır. İnsanın görünür bir kuyruğu yoktur. Ancak, insan iskeletinde göze çarpıveren kuyruk kemiği (os coccyx), donatıldığı kaslarla birlikte güdük bir kuyruktur.
Darwin’in dedesi de babası da yaradancıdır (deist). Yaradancılığa göre Tanrı yalnızca bir ilk nedendir, evrenin işleyişine karışmaz. Evren kendi yasalarına uyarak işler. Kilise ise her an her şeye karışan bir Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisi olduğu savındadır. Demek ki Darwin Ailesinin Kilise ile arası iyi değildir.
Darwin’in dediği gibi, “Aynı ırkta, birbirinin gerçekten tıpkısı olan iki birey yoktur.”
Reklam
Doğa durmadan değişimler yaratır; insanoğlu onları kendine elverişli yönde biriktirir.Bu anlamda, insanoğlunun kendine yararlı ırklar yarattığı söylenebilir.
Görülüyor ki doğal seçme artık teori değildir, gözlenmiş ve varlığı deneylerle kanıtlanmış bir olgudur. Doğal seçme, bugünkü geliştirilmiş organik evrim teorisinin tabanıdır ve yaşambilimin birleştirici öğesidir.
Karanlık mağaralarda yaşayan hayvanlar, mağaraların bulunduğu çevredeki hayvanlarla hısımdır. Mağara hayvanları karanlıkta yaşamaya uyarlanarak kuşaklar boyunca kullanmadıkları gözlerini yitirmişlerdir. Öte yandan, örneğin kör mağara böceklerinde gözler yitirildiği için çok kullanılan duyargalar ve dokunaçlar (palpuslar) irileşmiştir.
Yaratılış Dogması’nda türler üstüne söylenenler şöyle özetlenebilir: 1- Bütün türler üç gün sürmüş bir yaratmanın ürünüdür; 2- Her tür, öbürlerinden ayrı ve bugün nasılsa öyle yaratılmıştır; 3- İnsan bütün canlılardan apayrı (Tanrı’nın suretinde) yaratılmıştır; 4- Bugünkü türler, Nuh’la birlikte kurtulmuş belirli sayıdaki bireylerinin dölleridir. Görüldüğü gibi, Yaratılış Dogması’nda canlılar âlemi birbiriyle ilişkisiz, değişmez türler topluluğu sayılır; insan o âlemin dışında ve üstünde tutulur. Yaratılış Dogması “Yeryüzünde yaşam nasıl başladı?” sorusunu da yanıtlar: Yeryüzünde yaşam, Dogmada anlatıldığı gibi yaratılarak başlamıştır!
220 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.