İlköğrenimini Yozgat-Yerköy'de tamamladı. Tokat İlköğretmen Okulu'nu (1969) ve Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nü bitirdi (1975).
12 Mart döneminde yargılandığı DEV-GENÇ davasından iki yıl kadar tutuklu kaldı. Ağrı-Taşlıçay'da öğretmenlik, Kars-Sarıkamış'ta askerlik yaptı. 12 Eylül döneminde, yöneticilerinden olduğu TÖB-DER hakkında açılan davada yargılandı ve beş yıl hapis yattı.
1974'ten sonra birçok dergide yazıları yayımlandı, çeşitli yayınevlerinde çalıştı. Kardelen' le 1986 Akademi Kitabevi Roman Başarı Ödülü'nü; Turnalar' la 1988 Madaralı Roman Ödülü'nü, 1994 Sabahattin Ali Kültür Günleri Ödülü'nü, 1995 Truva Edebiyat Ödülü'nü aldı. PEN Yazarlar Derneği, Edebiyatçılar Derneği, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı, BESAM, 68'liler Birliği Vakfı gibi kurumlarda yöneticilik yapan yazar, romanlarından başka kültür, sanat, edebiyat, siyaset konulu deneme, inceleme ve araştırmalarıyla da tanınıyor..
Aziz Nesin yangından sonra çıkıp konuşmasa, devlet yetkililerinin yalan söylediğini haykırmasaydı, ya da ölseydi Sivas yangınında? Medya ve devlet zaten suçlu ilan etmişti. Olayın nedeni Aziz Nesin'di, tahrikçiydi.
Konuştuğu ve yazdığı içindir ki bugün Aziz Nesin, ne vatan hainidir ne de tahrikçi! Konuşmak, yazmak ve hesaplaşmak Aziz Nesin'in boynunun borcudur.
Bu borcunu çok iyi biliyor Aziz Nesin, hep söylüyor, halkıma çok şey borçluyum, yazdıklarımla bu borcumu ödüyorum, diyor.
"Bu Doğulu insanlar hoş görmezlerdi bir erkeğin ağlamasını. Hayır, doğru değildi bu. En sevdalı ağıtları buranın insanları yakmıyor muydu? Hem tarihlerinden beri ağlamıyorlar mıydı yazgılarına.."
Kapkaranlık bir bataklık içinde debelenip durmaktayız ve yönetimimizi ellerine bıraktığımız iyi niyetli aptallarla kötü niyetli alçaklar bizi kuşatan karanlık balçığını her gün artırmakta ve koyulaştırmaktadırlar.
Öncelikle kitabı, sistemde yüklü olan 192 sayfalık Cumhuriyet Yayınevi'nden değil, ilk baskısı olan 142 sayfalık Pencere Yayınları'ndan okuduğumu, ardından, yazımda geçireceğim "Sıvas" kelimesinde herhangi bir yazım yanlışı aramamanızı, zira yazarın da bu kelimeyi kapaktan içeriğe kadar her yerde, bile isteye bu şekilde kullandığını
Cem Yayınevi'nin Türk Yazarları Dizisi'ne başladım ve okuduğum ilk kitaptı.12 Mart'ın
kayıp kuşağı 68 kuşağını anlatmış kitapta. Bir kuşağın hayallerini, umutlarını, gençliklerini elinden alırken onların mücadeleci ve sevdalı ruhu yaşamaya devam etmiş. Dostlarının, sevdalarının bir bir ölümünü görmüş insanların içindeki acıyla karışık mücadele duygusunu hissedip duygulanacaksınız..
Büyük Oğul Efsanesi ile birlikte Tonguç'un ağzından Köy Enstitülerinin hüzünlü hikayesini okuyoruz. Köy Enstitülerini merak eden herkese önerebileceğim güzel bir kitaptı. Olumsuz diyebileceğim tek eleştirim gereğinden fazla uzun olduğunu düşünüyorum. Otobiyografik bir anlatımı olduğundan dolayı fazla detaylara girilmiş. Daha bilimsel ve tarafsız okumalar yapmak isteyenler için piyasada farklı kitaplar da bulunmaktadır.