Onur Atalay

Türk'e Tapmak author
Author
Translator
8.9/10
34 People
108
Reads
9
Likes
2,951
Views

Newest Onur Atalay Quotes

You can find Newest Onur Atalay quotes, newest Onur Atalay book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Feuerbach'a göre Tanrı'yı icat eden insanın kendi duygu ve özlemleridir (projeksiyon). Din, yabancılaşmış insan bilincidir. Bu sebepten dolayı, din bize aslında Tanrı hakkında bilgi vermez, ama bunun yerine kendimiz hakkında bilgi saglar. Yani teoloji aslında antropolojiye indirgenebilir. Bu noktada kalmayan Feuerbach, Comte gibi, Tanrı yerine "insanlık"ı bir kült objesi haline getirir. Hümanistik teoloji olarak da adlandırılan bu görüşe göre, teslisin yerini, insanların üç özelliği alacaktır: akıl, irade ve aşk.
Sayfa 33 - İletişimKitabı okuyor
Aydınlanma ve Fransız Devrimi, Tanrı'dan boşalan tahta aklı yerleştirmenin peşindeydiyse, 19. yüzyılda, bir kutsallık kaynağı olarak aklın yerine büyük ölçüde bilim geçer. Artık, Devrim döneminin "Akıl Dini" ortada yoktur, fakat onun yerini bilim ve tekniğin tanrısallaştırıldığı pozitivizm alır.
Reklam
Şiddet aslında bir başka şeyin ifadesidir; maneviyat dünyasında bir değişim olmaktadır. Artık yeni bir din, tüm özel- likleriyle ("dogmalar, bayramlar, mitoloji, azizler, tapınaklar...") birlikte ortaya çıkar. Bu seküler din, Notre Dame Katedrali'ndeki akla tapınma ayini"yle zirvesine ulaşır. Notre Dame'daki ayinden üç gün önce, Paris Katolik Piskoposu, "Hürriyet ve kutsal eşitliğe ibadetten başka hiçbir toplu ibade- tin artık kalmaması gerekir" açıklamasıyla, Hıristiyanlıktan irtidat eder. Artık "Akıl Dini", kendini dayatmaktadır.
II. Abdülhamid dönemi ile birlikte, "Anadolu'nun Türklerin vatanı olarak tasavvur edilmesi" fikri yaygınlaşmaya başlarken, Türk milliyetçiliğinin oluşum sürecinde de önemli bir viraj alınır. Bu dönemde bir yandan bugün anladığımız anlama yakın bir Türklük inşa edilmekte ve Türklük resmi ideolojinin bir yardımcı elemanı kılınmakta, diğer yandan yine muhalif çevrelerde (dinden arınmış) bir Türkçülük bilinci uyanmaktadır. II. Abdülhamid döneminde lslam'ın tarihi ders kitaplarında "Osmanlı Devleti'nin kökeni ve kendisine atfettiği kutsallık", lslam'ın taşıyıcısı olmasının yanı sıra, "Türklerin Nuh'un oğullarından olan Yafes'in soyundan" gelmesiyle de gerekçelendirilir. Üstelik "Bu soyun Avrupa soyunu da içerdiği ve buna bağlı olarak Selçuklu ve Osmanlıların da Türk soyundan geldikleri ve Avrupa ile 'akraba' oldukları vurgulanacaktır. "Böylece Türklük, "tarih-i mukaddesin" bir parçası kılınmak suretiyle mitsel bir kökene bağlanmakta, kutsallaştırılmakta, öte yandan da, medeniyet etrafında oluşmakta olan bir diğer kutsallığa akraba yapılmaktadır. Farklı bir açıdan Kemalist Tarih Tezi'nin de ileride yapacağı bundan başka bir şey değildir.
Yerel Oryantalist söylemin en uç noktasında Hıristiyan olmayı dahi akıllarından geçiren Cumhuriyet aydınlarının içine düştükleri boşluktan nasıl öjenik (ırk ıslahı) gibi konulara sarıldığı görülmektedir. Herhalde kendini sevmeme gibi bir uç konumda düşülen boşluk ancak kendini üstün görerek sevmeye çalışma gibi bir başka uç konum ile ikame edilmiştir. Kanımca Batı'ya rağmen Batıcılığın bundan daha açık görüldüğü bir an yoktur. Türk olmak, ona yüklenen bütün anlamları ile kutsallaşmıştır.
Lewis Namier'in de yazdığı gibi, "din, milliyetçilik için 16. yüzyılda kullanılan kelimedir". Yine milliyetçiliğin "en yaygın sivil din" olduğu savı, neredeyse genel kabulü yansıtır. Geleneksel dinle çatışsın veya çatışmasın, nihayetinde "modernliğin eğilimi, ulus-devleti tanrı gibi görmektir" Yine de bu anlayışı, sadece "devlet milliyetçiliğinin zirvesi olan faşizm, şimdiye kadar bilinen en üst düzeye taşımıştır"
Reklam
808 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.