Onur Atalay

Türk'e Tapmak yazarı
Yazar
Çevirmen
8.9/10
34 Kişi
108
Okunma
9
Beğeni
2.964
Görüntülenme

Onur Atalay Sözleri ve Alıntıları

Onur Atalay sözleri ve alıntılarını, Onur Atalay kitap alıntılarını, Onur Atalay en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanların Tanrı’ya inanmayı bıraktıktan sonra,artık hiçbir şeye inanmadıkları söyleniyor bize.Aslında durum bundan daha kötü...Artık her şeye inanıyorlar.
19. yüzyılın sonundaki tüm İslâmileştirme çabalarına rağmen, devletin yeni modem okulları, “çogunlukla pozitivist, materyalist ve ilimperest fikirlerle aşılanmış bürokratlar, subaylar, profesyoneller ve aydınlar yetiştiriyordu.” Bu dönemde bir yüksekokul öğrencisinin namaz kılması artık şaşkınlıkla karşılanmaktaydı. Fakat yine de Osmanlı'nın son döneminin genel karakteristiği daha çok, tam anlamıyla materyalist olamayan, ama mevcut maneviyat çerçevesini de kabul etmeyen bir entelijansiya ile resmedilebilir. Kısacası şüphe gözle görülür boyutlardaydı ama kesin inkâr, yüzyıllarca itidali karakter haline getirmiş Osmanlı insanına hâlâ epey yabancıydı. Ortada bir inanç krizi vardı fakat açık ve militan bir ateizm, bu krize eşlik etmiyordu.
Reklam
Tüm devrimler sırasında be sonraki tartışmalar esnasında önemli bir husus, Kemalistlerin, sürekli onları izleyen ve her yerde hazır ve nazır olan Batı’nın gözünü üzerlerinde hissetmeleridir. Tüm modernleşme çabaları, bir bakıma, “Batılı göz" önünde sergilenen bir sahne performansı mahiyetindedir. Bu performans esnasında, mezkur Batılı göze, geriliği simgelediğine inanılan hiçbir şeyin çarpmaması ile vazifeli addeder kendini. İslâm’ın dışsallaştırılmış her göstergesi (mesela basörtüsü), modernitenin getirdiği "görsellik ve şeffaflık üzerine temellenen yeni bir kuramsal iktidar biçimine" meydan okuma anlamına geldiği kadar, elitin olmak istemediği her şeyi (Doğulu geleneksel, dindar) ve unutmak istediği geçmişini de hatırlatır onlara. Üstelik hatırlatmakla kalmaz, "Batılı göz" karşısında, vazifesini başaramamış bir sahne sanatçısının mahcubiyetini hissettirir. Nevzat Tandoğan, bu sahne dekorunu bozacağını düşündüğü kılıktakileri Ankara’ya sokmayarak, devlet ise vatandaşın “Batılı göz”e gülünç gelen dış görünüşünü değiştirerek vazifesini yapar. Bu gerçek ya da kurgusal “Batılı göz”e mahcubiyet endişesi, kültürel değişim zaruretinin arkasındaki psikolojik saiklerden biridir.
Sayfa 128Kitabı okudu
" Yine Aydınlanma boyunca kralın büyüsü tamamen bozulurken , ona mukabil vatan ve millet kavramları etrafında yeni bir kutsal alan tesis edilir..."
Geri180
804 öğeden 801 ile 804 arasındakiler gösteriliyor.