"Burası bütün hayatını ilme adayan, gücünü ilmin yaygınlaşması ve öğretilmesi yolunda tüketen, din yolundaki eserleri övgüyle anılan ve ömrünün meyvelerini devşiren kişinin mezarıdır."
"Bu yüce değeri sebebiyle hocası Ebû Nasr el-İyâzi'nin İmam Maturidi gelmeden derse başlamadığını ve onu her gördüğünde onun ne denli özel bir kimse olduğunu dile getirmek için 'Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer' ayetini zikrederek onu övdüğünü de belirtir."
Ameli imanın kapsamına katarak amelinde kusur olan bir kişiyi İslâm toplumunun dışına atan radikal ve hoşgörüden yoksun bakış açılarıyla ümmet bilincinin ve kardeşlik duygusunun gelişmeyeceği ortadadır. Aslolan müminleri ortak paydada toplayabilmek, dışlayıcı ve bölücü anlayışları değil, kapsayıcı ve bütünleştirici bakış açılarını ortaya koymaktır. İşte Mâtürîdiyye mezhebi kalbinde tasdik olan herkesin İslâm toplumunun bir parçası olduğunu söyleyen iman anlayışıyla bunu yapmıştır. Bu kapsayıcı, bütünleştirici ve hoşgörülü iman anlayışı sebebiyle Mâtürîdî düşüncenin günümüzde de izleri görülen IŞİD gibi katı selefi ve hatta hâricî bakış açısına sahip tekfirci ve dışlayıcı anlayışların panzehiri olduğu söylenebilir.