Osman Akandere

10.0/10
1 Kişi
13
Okunma
1
Beğeni
393
Görüntülenme
“Anadolu Ahalisi Nazarında Kemaliler” başlıklı bir yazıda ise: “…Halk ‘İnsan padişahına isyan ederse nasıl iyi bir Müslüman olduğunu iddia edebilir’ demektedir.
Sayfa 73 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
Damat Ferit Paşa’nın Kuvâ-yı Milliye’yi ortadan kaldırmaya yönelik bütün girişimleri Millî Mücadele Hareketi tarafından bastırılmıştır. En nihayetinde TBMM’nin açılması ve memleketin kaderine tamamen el koyması ve girişilen İstiklal Mücadelesi neticesinde millî iradeye müstenit bağımsız bir devlet ortaya çıkmıştır.
Sayfa 294 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
Reklam
Damat Ferit Paşa Hükümeti’ne göre herhalde Anadolu işgal altında değildi.
Sayfa 125 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
Böylesi propagandaların düzenli bir şekilde yapılabilmesi ve halkın zihninde Kuvâyı Milliye’ye yönelik soru işaretlerinin oluşturulması için İngiltere’nin de desteği ile 1921 yılında Anti Bolşevizm ve Anti Kemalizm Cemiyeti teşkil edilmiş ve bu cemiyetler belirtilen gaye uğrunda çalışmalar yürütmüşlerdir.
Sayfa 70 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
"Düşünmediler ki Türklerin vatan sevgisi ile dolu olan göğüsleri kendilerinin mel'un ihtiraslarına karşı daima demirden bir duvar gibi yükselecektir."
Amiral Calthorpe da, İttihatçı olarak gördüğü Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarına karşı şiddetle hareket edilmesini Damat Ferit Paşa’dan istemiştir
Sayfa 61 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
Reklam
Millî Mücadele Hareketi, İttihatçı bir hareket değildir fakat İstanbul’da, Enver ve Talat Paşaların direktifleri ile kurulan ve İttihatçı bir yeraltı örgütü olan Karakol Cemiyeti tarafından İttihatçı bir hareket haline getirilmeye çalışılmıştır. Karakol Cemiyeti’nin Anadolu’ya silah sevkıyatı gibi hususlarda önemli hizmetleri olmuştur. Fakat daha sonra Millî Mücadele Hareketi’ni bir İttihatçı hareketine dönüştürmeye çalışmış ve bu suretle de Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğini tehdit etmiştir.Nihayetinde Mustafa Kemal Paşa bu cemiyetin İttihatçılığın yeniden dirilmesi adına güttüğü siyaseti görmüş, cemiyeti her daim kontrolü altında tutmaya çalışmıştır. Millî Mücadele’nin başarıya ulaşması noktasında bu cemiyetten faydalanmıştır.
Sayfa 63 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
Bir makalede de, Mustafa Kemal Paşa, Leninlerle, Grininlerle, Enverlerle ve Cemallerle aynı kefeye konulmakta ve hepsine birden “zorba ve eşkıya elebaşı” denilmektedir.
Sayfa 74 - atatürk araştırma merkezi - bkz : Alemdar, Aydede (Refik Halit), “Nakş-ı Ber Âb –Lenin Yerine Grinin-”, 3 Kanun-ı Sani 1336/3 Ocak 1920, Nu: 383–2683Kitabı okudu
Mustafa Kemal Paşa’nın protesto metninin bir kısmı şöyledir: “Biz, haklarımızı ve bağımsızlığımızı savunmak için giriştiğimiz mücadelenin kutsallığına ve hiçbir kuvvetin bir milleti yaşama hakkından mahrum edemeyeceğine inanıyoruz. Tarihin bu güne kadar kaydetmediği bir suikast olan ve Wilson Prensipleri’ne dayanan bir Ateşkes Antlaşması’nın, milleti savunma imkânlarından yoksun bırakmış olmasından doğan bir hileye de dayanmış olması bakımından ilgili milletlerin şeref ve haysiyetleriyle de bağdaşmayan bu hareketin ne demek olduğunun takdirini, resmî Avrupa ve Amerika’nın değil, bilim kültür ve medeniyet Avrupa ve Amerika’sının vicdanına bırakmakla yetinir ve bu olaydan doğacak büyük tarihî sorumluluğa, son olarak bir kez daha dünyanın dikkatini çekeriz.”
Sayfa 99 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
Ayrıca Hilafet’in Türklerde, İstanbul’un da Hilafet merkezi olarak kalmasının sağlanmasının en birinci ve en mukaddes gaye olduğu dile getirilmekte ve bunun temini için de İngiltere, Fransa ve İtalya’nın yardımlarına muhtaç olunduğu vurgulanmaktadır.
Sayfa 71 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
Reklam
ahmet anzavur ;
Susurluk Redd-i İlhak Cemiyeti’nin 1000 lirasını gasp etmiştir. Gönen’de jandarma zabitini ve memurları hapsettirmiştir. Belediyenin su isalesi için topladığı 3000 lirayı gasp etmiştir. Pek çok zulümlerde bulunmuş, kadınların mücevherlerine dahi zorla el koymuştur.
Sayfa 208 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
Damat Ferit Paşa Hükümeti’nin gayretleri neticesinde Nemrut Divânı’nda yapılan gıyabî yargılama sonucu verilen idam kararının TBMM Reisi Mustafa Kemal Paşa ve İcra Vekilleri tarafından nasıl karşılandığının anlaşılması için Halide Edip Hanım’ın hatıratına bakmak faydalı olacaktır: “Büyük odaya gittiğimde Mustafa Kemal Paşa ile Dr. Adnan yazıhanenin yanında oturuyorlar, Albay İsmet de yazıhaneye dayanmış, ayakta duruyordu. Dr.Adnan’a bu yeni şerefi nasıl karşıladığını sorduğum zaman,Mustafa Kemal Paşa Adnan’a dönerek: “Bizi mahkûm edenlerin hiçbir siyasî değeri yok. İdama mahkûm olmak hoşuma gitmedi. Sen ne düşünüyorsun?” diye sordu. Adnan da: “Benim de hoşuma gitmedi” dedi. Ben tekrar: “Bu karar şöhretimizi artıracaktır.” Dedim. Albay İsmet dedi ki: “Tersine, onların memlekette siyasî kıymeti vardır. İstanbul ve İzmir gibi illerde bize karşı sevgi artarsa da, henüz kararlarını vermemiş olan halk arasında kötü etki yapar. Özellikle ihtilal halinde olan yerlerde Padişahın ve İngilizlerin “teveccühünü” kazanmak isteyenler hücuma geçeceklerdir. Biz İstanbul gazetelerinin bu günlerde Anadolu’ya girmesine engel olmalıyız.”
Sayfa 177 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
Mustafa Kemal Paşa’nın 27/28 Eylül 1919 gecesi Kerim Paşa ile yaptığı telgraf görüşmesinde de “İttihatçılık” yakıştırması mevzubahis edilmiş ve Paşa: “Asil ve temiz Millî Mücadele’mizin, İttihatçıların son çırpınışları ve kanlı hareketleri olduğunu ve onların parasıyla yürütüldüğünü resmen ve açıktan açığa bütün dünyaya ve yabancı gazetecilere söyleyen bu –Damat Ferit, Adil Bey ve Süleyman Şefik kastediliyor- gafillerdir” diyerek, İstanbul Hükümeti’ni şiddetli bir şekilde eleştirmiştir.
Sayfa 64 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
Teali İslâm Cemiyeti de yayınladığı risale ve beyannamelerde: “Yunan ordusunun, Hilâfet ordusu olarak addedileceği, Yunan ordusunun zararlı bir teşekkül olmadığı, asıl memlekette kafaları kopartılacak mahlûkatın Ankara’da bulunduğu”nu belirtmiştir. Teali-i İslâm Cemiyeti tarafından yayınlanan bu tür beyanname ve risalelerin yüz binlerce nüshası Eskişehir çevresine kadar Yunan uçakları tarafından atılmıştır
Sayfa 140 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
Gerek İstanbul’daki vatansever çevrelerin gerekse de Kuvâ-yı Milliye cephesinin bu hükümetten endişe duymaları boşuna değildir. Çünkü Hükümet’te, Yunan ordusunun muvaffakiyeti için dua edilmesini isteyen bir Adliye Nazırı ve yine okul kitaplarındaki Türk kelimesini Osmanlı kelimesiyle değiştirtmeye kalkışan bir Maarif Nazırı vardı.
Sayfa 106 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu