Ben de herkes gibi kitabı elime ilk aldığımda arka kapaktaki içerik ile İlgili yazıyı okudum. Ve orada iki çocuklu bir aileden bahsedildiği zannına kapıldım. Sanırım biraz haklılık payım vardı. Çünkü farklı iki aile diye belirtilmemişti. "İki bebek geldi dünyaya. Biri istendi, çok sevildi, takdir gördü... Diğeri istenmedi,sevilmedi şiddet gördü... İkisi de büyüyüp serpildi..." diye devam ediyordu.
Öyle ya, bazen aynı ebeveynlerden bahsederiz fakat her yeni doğan çocuğunda farklı bir ebeveynlik rolüne bürünmüş olduğunu görürüz. Halihazırda ömür sermayemiz dolarken bir yandan insana birşeyler katıp diğer yandan birşeyler alıp götürebiliyor. Yaşanılan bazı olaylar, durumlar kişinin hayatını tepe taklak tersine çevirebiliyor.
Hasılı kitaba dönecek olursam, bir insanın bebekliğinden hatta anne karnından başlayan hayat serüveninde ne tür gelişimsel özellikler gösterdiğini ve hangi durumlarda nasıl bir psikolojik tavır takındığını kitaptaki iki kahramanın dilinden bizzat yaşıyormuşcasına anlatılması çok hoşuma gitti. Konuşmayı dahi bilmeyen iki bebeğin bile bir araya gelince dertleşmesi örneği dikkat çekiciydi. Ben iki çocuk annesiyim. Ve kitabı okuduktan sonra sanki 10 aylık kızımla daha da sohbet eder, kaliteli vakitler geçirir olduk. Bakışları ve çıkardığı sesler daha bir anlamlı oldu. Artık evdeki hal dilimize de dikkat ediyoruz. Malum hal dili kal dilinden daha etkilidir .Ayrıca empati duygusunu okura sonuna kadar yaşatan bir kitap olmuş.