Oytun Erbaş

Psikiyatrinin Kara Kitabı author
Author
8.2/10
337 People
1,101
Reads
156
Likes
9.5k
Views

Oytun Erbaş Posts

You can find Oytun Erbaş books, Oytun Erbaş quotes and quotes, Oytun Erbaş authors, Oytun Erbaş reviews and reviews on 1000Kitap.
Dopamin motivasyondur, itici güçtür. Bizi sinemaya götüren dopamindir. Orada film izlediğinizde aldığınız haz endorfindir. Sinemaya gitmenin sizin için iyi olacağına inanmak ise serotonindir
Araştırma yapılmış, bir çayır faresi var bir de dağ faresi var. Çayır faresi tek eşli, dağ faresi ise çok eşlidir. Beyinlerine bakıyorlar ve anlıyorlar ki oksitosin ne kadar çoksa, o kadar tek eşli oluyorsun. Neden; çünkü tek eşten aldığın haz daha fazladır. Beyinde oksitosin ve dopamin aynı hazla algılanıyor. Bunlar birbirine çok benzer. Oksitosin neydi; bağlanma ve huzur kimyasalı. Onun için beyindeki bağlanmayla ilgili devreler ne kadar fazlaysa o kadar tek eşli oluyorsun, çok mantıklı. Bağlanmayla ilgili devreler azsa çok eşlisin. Aslında çok eşlilik bir bağlanamama problemidir. Bağlanma da iki şekilde oluyor: biri öğrenilerek, ikincisi de genetik.
Reklam
O yüzden aşkın tam belirli tanımı şu: Aşk, bir çocuğun büyütülmesi için uzun dönemli aile kurmanın takınıtılı hali. Onun için aşk esasında tamamen libido ve seks değildir. Aşkta tamamen hastalık düzeyinde bir obsesyon var. Bunu da esasında doğa, "Beraber yaşasınlar, çocuk baksınlar" diye yapmış. Burada çocuk bakımının ne kadar önemli olduğu anlaşılıyor. Evrimde yani doğal seleksiyonda eşine bağlanmayan bu nedenle yeterli çocuk bakımı veremeyen kişilerin çocuklara ne olmuş? Yok olup gitmiş... Üç yaşında çocuk düşünün. Kendi kendine bakabilir mi? Bakamaz. Onlar yok oldukça ne olmuş? Bağlanmayı önleyen o genler de yok olmuş, o genler silinmiş gen havuzundan, uzun dönem birlikte kalabilen çiftlerin çocukları yaşamış. Dolayısıyla onların genleri nesilden nesle aktarılabilmiş. Onun için milyonlarca yıllık evrimde takıntılı olanların hayatta kalabilmesi ortaya çıkmış"
Aşk bir bağımlılık diyebiliriz. Aşk eşittir bağımlılık o da eşittir takıntı yani obsesyon. Siz şehvet duyduğunuz nesneyi beyninizden geçirerek bile bir zevk alıyorsunuz. Mesela sigara bağımlısı için sigara içtiğini düşünmek bile bir zevk oluşturuyor. Onun için aşık olduğun insanı düşünmek, onunla geleceği planlamak, onu anımsatacak her şey: saçı resmi, telefon numarası, sosyal medyası, sana şehvet veriyor. Esasında cinsellik ve seks bunun en uç noktası oluyor. Esasen aşık olduğunuzda devamlı onu düşünmek, size bir zevk unsuru kazandırıyor. İşte bu bir bağımlılıktır.
Bizim beynimizin iki kısmi var. Kabuk kısmı, korteks. Basitleştirmek gerekirse korteks eşittir mantık. Bir de altlarda limbik sistem var, o da hayvan beyni. Hayvan beyni eşittir duygular. Duygular ne demek? İşte acı çekmek, gülmek, sevmek, şehvet duymak, yani içgüdülerin hepsi. Mesela acımak; yolda hasta bir köpek gördüğünüzde acıyor ve üzülüyorsunuz. Bu limbik bir güdü. Yani hayvan beyni...
“'Fitalat" denen plastik ve poşetlerin içine konan, parlaklığı artıran bir madde tam tersine testosteron miktarında azalmaya neden oluyor. Bu ne demek? Anne karnında fitalata maruz kalan erkek fetusun testosteron düzeyi daha düşük olacağından, beyni daha dişi gelişecek demek. Fitalat anne tarafından fazla miktarda alındığında bu annelerden doğan erkek çocuklarının daha fazla kız tipi oyuncaklarla (bebek, tarak) oynadığı gözlenmiş. Gebelikte gereğinden fazla miktarda ağrı kesici kullanmak da (parasetamol vb.) erkek fetusta testosteron azalmasına ve beyninin kız çocuktaki gibi gelişimine sebep olabiliyor.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.