Bir denizi, vurduğu kıyılardan sormalı; bir insanı, bulup yitirdiği kalplerden ve bir hayatı, girip çıktığı ara sokaklardan. Kıyılar, kalpler ve sokaklar konuşabilse! Keşke anlatılabilse!
Sanırız ki her birimiz dünyanın en yoğun ve taşınması zor acısını yaşıyoruz. Derken bir ecel gelir, biri gider kalbimizden, hepsi beyhude kalır, biliyorsunuz. Rahat olun, geçer! Bunlar da geçer...
“Dinlemek üzerinden değil, cevap vermek üzerinden kuruyorlar varlıklarını. Herkes çok yüksek bir ses tonuyla anlatıyor kendisini. Kimin sesi en güçlü çıkarsa onun en haklı görüldüğü bir dönem anlayışının parçası olmuş insanlar.”
Tuhaf şeylerle büyüyünce insan, yalnızca tuhaf olmayan şeylerden ürküyor.Belki de yanılıyorum. Bilmiyorum . Belki de bir tek şeyi anladım bunca zamandır:
Sen hayatı seçmiyorsun, yalnızca şeçtiğini sanıyorsun. Oysa hayat seni seçiyor, istediği yere götürüyor, ister kader de,ister Allah, istersen kendi adını ver, bir şey insanı alıp bambaşka biçimlerin içine yerleştiriyor.Şaka gibi, yalan gibi bir şey şu “hayat” dedikleri.
Cemreler keşke kalbe ve akla düşse de ısınsa kalbiniz ve başkalarının varlığını da hatırlasanız. İyi bir insan olsanız ve bu dünya daha güzel bir yer olsa sizinle.
Böyle böyle hayallerle güzel günler. 🌸