Kimse kimseyi öyle can kulağıyla falan dinlemiyordu herkes sırf anlatma sırası kendisine gelsin diye karşındakine belli bir konuşma süresi veriyor o kadar
biber gazı yesek ne olacaktı ki? son birkaç yılda resmen arsızı olmuştuk hepimiz; sinek ilaçlama arabasının ardından koşan çocuklardan bir farkımız yoktu.
Özer Uzun'un ikinci kitabı, yine akıcı ve eğlenceli üslubunu bu kez öykülerle sermiş önümüze. Toplamda 8 öykü var: Doğum, Çocukluk, Gençlik, Yetişkinlik, Düğün, Boşanma, Yaşlılık ve Ölüm başlıklarında. Ben en çok Çocukluk öyküsüne bayıldım, hem fena halde üzüldüm. Hem de bir yandan da her şeye rağmen eğlenceli. Elinizin altında sizi yormayan, yer yer komik bir kitap istiyorsanız bir fırsatı hak ediyor kesinlikle.