21 Aralık 1989'da Adana'da doğdu. Yazma merakı çocuk yaşlarda ortaya çıktı. Öğretmenlerinin de yönlendirmesiyle bu süreci ileriki dönemlere taşıdı. Üniversitedeyken pek çok dergide öyküleri yayımlandı ve bazı dergi oluşumlarında aktif olarak yer aldı. Üniversite sonunda ilk romanı Göğü Yere İndirelim’i tamamladı. Romanlarında, birlikte daha güzel bir dünya yaratabilmemizin mümkün olduğunu göstermek istiyor.
Bundan sonra, ben de canımı sıkan veliyi anneme aratacağım. Çocuğumun psikolojisini bozuyorsunuz, benim çocuğum çok narin, biricik, özel filan desin.
✅Bu arada öğretmen arkadaşlar, kitaplar çok güzel. Okuyup, okutturabilirsiniz.
Kitaplar ve yazarlarla olan etkinlikler😍
Aynı kitabın ebeveynler ve çocuklar tarafından okunması, sınav olunması, kitaba uygun sahne hazırlanması, dereceye girenlerin mutluluğu ve kitabın imzalanacak olması.
Her biri ayrı heyecan ve mutluluk🥰
“Uçmak, güzel bir kuş olmaktan evladır.”
Çocuk Edebiyatı kulübümüz vesilesiyle tanışmıştım hem Özgür Balpınar ile hem de onun başarılı kalemiyle. "Göğü Yere İndirelim" kitabını beğenerek okumuştuk öğrencilerimle. O kitabın referansıyla başladım Canım Arkadaşım'a. Ve an itibariyle büyük bir hüzünle bitirdiğimi ifade edebilirim.
Sıcağı
Bu kitabı daha önce de okudum. Bir çocuk öyküsü olsa da, yediden yetmişe okunması gerektiğini düşünüyorum.Herkesin içinden alacağı bir öğüt var.Herkesin içinde kendini bulacağı bölümler var.Bamba adlı çocuğun Kongo İturi Ormanlarından misafir öğrenci olarak Türkiye'ye gelmesiyle macera başlıyor. Ağaçsız, çiçeksiz ve her yerin gri duvarlardan ibaret olduğunu görünce, bulunduğu yeri renklendirmeye karar veriyor. Küçücük anlardan çok büyük mutluluklar yaratabileceğimizi bize gösteriyor. En önemli ayrıntı ise din, dil, renk ayrımı yapılmaksızın dünyaya gelen her çocuğun yeryüzünün çocuğu olduğunu öğretiyor. Keyifli okumalar...
Yeryüzünün KalbiÖzgür Balpınar · Genç Timaş Yayınları · 2018915 okunma
Yazar buluşmaları kapsamında okuduğum, akıcı, bitene kadar elimden bırakmak istemediğim bir eser oldu Göğü Yere İndirelim... Yazarına soracak birçok soru biriktirdim şimdiden.
Öğrenci Değişim Programına katılan Deniz'in Afrika ülkelerinden Kongo'da bir kabileye gitmesini ve orada yaşadıkları, değişen düşünceleri ve hayata bakış açısı ele alınıyor eserde. Çok sayıda alıntı paylaştım eserle ilgili. O kadar güzel cümleler geçiyor ki içinde sevgiye, kardeşliğe, paylaşmaya dair... Kendim de Afrika'ya ve kabile hayatına karşı ne kadar az şey bildiğimi fark ettim. Farklı, dünyaya bakış açınızı değiştirebilecek bir eser.
Bir söz vardır birçoğumuzun daha önce duyduğu: Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaktır. (s. 117) Eserde doğaya duyarlılık, ormanların insanların evi olduğu, her şeyin para demek olmadığı ve hatta çok az şeyin para ile alınabildiği (yalnızca ilaçlar) ele alınıyor.
Heyecan unsuru baştan sona kadar kendisini koruyor. Öğrencilerimle kitap elimize geçer geçmez başladık ve ilk günden bitirme durumuna geldik. Her yaştan okura hitap ediyor. Kuşkusuz eser biter bitmez bir kabile hayatı sürmenin nasıl olabileceği merakı uyandı bende. Uzun zaman da bu meraktan kurtulabileceğimi sanmıyorum. Yazarın diğer eserlerini de okuma listeme aldım.