Yazar buluşmaları kapsamında okuduğum, akıcı, bitene kadar elimden bırakmak istemediğim bir eser oldu Göğü Yere İndirelim... Yazarına soracak birçok soru biriktirdim şimdiden.
Öğrenci Değişim Programına katılan Deniz'in Afrika ülkelerinden Kongo'da bir kabileye gitmesini ve orada yaşadıkları, değişen düşünceleri ve hayata bakış açısı ele alınıyor eserde. Çok sayıda alıntı paylaştım eserle ilgili. O kadar güzel cümleler geçiyor ki içinde sevgiye, kardeşliğe, paylaşmaya dair... Kendim de Afrika'ya ve kabile hayatına karşı ne kadar az şey bildiğimi fark ettim. Farklı, dünyaya bakış açınızı değiştirebilecek bir eser.
Bir söz vardır birçoğumuzun daha önce duyduğu: Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaktır. (s. 117) Eserde doğaya duyarlılık, ormanların insanların evi olduğu, her şeyin para demek olmadığı ve hatta çok az şeyin para ile alınabildiği (yalnızca ilaçlar) ele alınıyor.
Heyecan unsuru baştan sona kadar kendisini koruyor. Öğrencilerimle kitap elimize geçer geçmez başladık ve ilk günden bitirme durumuna geldik. Her yaştan okura hitap ediyor. Kuşkusuz eser biter bitmez bir kabile hayatı sürmenin nasıl olabileceği merakı uyandı bende. Uzun zaman da bu meraktan kurtulabileceğimi sanmıyorum. Yazarın diğer eserlerini de okuma listeme aldım.