Ahmet Ümit’ten sonra okuduğum polisiye, cinayet, siyaset, tarihi içeren kurgusunu çok çok beğendiğim roman...Karakterimiz Fırat, ODTÜ Bilgisayar Mühendisliğinden mezun olmuş, aşırı zeki ve insanların iç seslerini okuyabilme yeteneği olan biri. Zaten bu özel yetenekleri yüzünden sıradan olan hayatı sonrasında film gibi oluyor. Geçmişi, ailesi, kendisi ile yüzleşmek zorunda kalıyor. Kitap özellikle sonlarına doğru La Casa de Papel etkisi yapıyor. Ve sonuna gelince Nasııl yaani! tepkisini kendiliğinizden çıkarıyorsunuz. Daha fazla bahsetmeyim. Şiddetle okumanızı öneririm!
Not: Kitapta yazım ve noktalama hatalarından kaynaklı anlatım bozukluklarına sıkça rastladım. Eğer bu konuda benim gibi takıntılı iseniz okurken biraz olumsuz izlenimlere kapılabilirsiniz.