Özlem Esmergül, Almanya’da Honnver’de doğdu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdi. 1995’te Hürriyet Gazetesi Kelebek Eki’nde dört yıl çevirmenlik ve muhabirlik yaptı. Ardından Star Gazetesi’nde müzik ve sinema yazıları yazmaya başladı. Gazetenin hafta sonu ekinde köşe yazdı.2003 yılında Türk Film Şirketi’nin yaratıcı ekibine katıldı. Bu şirket bünyesinde G.O.R.A ve Rus Gelin filmlerinde çalıştı. 2007 yılında Dramedya Reklam Ajansı’nı kurdu. Bu süreç boyunca Show TV’de ekrana gelen Yaralı Yürek, Yanık Koza, Cemile ve Eksik Etek dizilerinin yanı sıra Küçük Kıyamet (Yönetmen: Durul Taylan- Yağmur Taylan), Sözün Bittiği Yer ( Yönetmen: İsmail Güneş), 120 (Yönetmen: Özhan Eren), Kutsal Damacana (Yönetmen: Kamil Aydın), Eve Dönüş (Yönetmen: Ömer Durak) filmlerinde medya direktörü olarak görev aldı. 2009 yılında Sabah Gazetesi’nin Günaydın Eki’nde sinema haberleri sayfasında özel haberler ve röportajlar yaptı.
2013 yılından beri Destek Yayınları’nda kitap editörü ve yayın koordinatörü olarak çalışıyor. 2017 yılından beri ayrıca Genç Destek Yayınları’nın genel yayın yönetmenliğini yapıyor. İlk kitabı “Sana Söyleyemediğim Her Şey” 2001 yılında basıldı. “Yalnız Hatta Yapayalnız, Bir Sait Faik Abasıyanık romanı” Özlem Esmergül’ün ilk romanıdır.
İstanbul'dayız..
Masmavi, denize nazır pırıl pırıl bir gün, tepemizde martılar seyrediyor. Karşıdan ufak tefek çipil gözlü bir adam söylene söylene geliyor, belli ki yine kızmış birilerine. Sokağın tam karşısından bir kadın sesleniyor adama;
-Ah vre Sait neredesin?
Sait durgun, her zamanki gibi kafası bir hayli karışık. Cebinde eczaneden yeni
“Ben yazmazsam ölürüm Eleni. Ya ölürüm ya deliririm.”
“Yazarlığını belli etmekten ürker gibi bir hali vardı her zaman… Dışarıdan bakınca balıkçı, at hırsızı, boyacı, garson, emekli memur, kestane kebapçısı, sarhoş, çöpçü, kopuk, kopuk, aylak biri” gibi görünen, varlıklı olmasına rağmen sıradan biri hatta aylak biri gibi yaşayan, varlıklı olmaktan
Bu kitabın çıkış noktası ''Sait Faik'i nasıl anlatırdın?'' sorusuna Afşar Timuçin'in verdiği ''Yalnız hatta yapayalnız bir adamdır'' cevabı imiş. Yazdığı gibi yaşayan yazarın hayatını bir ucundan romanlaştırmak işte bu şekilde başlamış.
Sait Faik'in hikayecilikteki ustalığı birey odaklı olması, müthiş insan gözlemi yapabilmesi ve doğayı