Pamela Meyer

Yalanı Anında Yakalayın author
Author
7.3/10
10 People
31
Reads
3
Likes
1,460
Views

Pamela Meyer Quotes

You can find Pamela Meyer quotes, Pamela Meyer book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Harfi nasıl çizdiği bir insanın “öz denetim” eğilimini -dünyanın onu algılama biçiminin farkında olmak ve bundan endişe duymak- belli edebilir. Düşük öz denetim sahibi kişiler, kendileri kolayca okuyabilsinler diye “Q” harfini kuyruğu sağa bakacak şekilde çizerler. Bu, kendilerine kendilerininki dışında bir açıdan bakmakta zorlandıklarını gösterebilir. Bu ayrıca koşulları ne kadar değişirse değişsin, davranışlarının istikrarı koruma eğilimi gösterdiğini de akla getirir. “Q” harfini kuyruğu sola bakacak şekilde çizen bir insan -böylece karşısında duran biri onu kolayca okuyabilir- dünya­yı başkasının bakış noktasından görme konusunda doğal bir kabiliyete sahip olabilir. Bu da onun davranışını bir duruma uyacak şekilde ayarlama ve buna bağlı olarak da başkalarının onu algılama şeklini ustalıkla yönlendirme becerisine sahip olduğunu gösterebilir - bir yalancı için çok iyi beceriler. Yük­sek öz denetim sahibi bir insan, genelde yalan söylediklerinde insanları yakalatan sözlü ve sözsüz ipuçlarını, öz denetimi düşük birine göre çok daha kolay kontrol edecektir.
Baskın elinizi kullanarak alnınıza bir “Q” harfi çizin. Bunu düşünmeden yapın. “Q” harfinizi hangi yönde çizdiniz? Kuyruğu sol gözünüze bakıyorsa, size karşıdan bakan biri onu okuyabilir ya da kuyruk sağ gözünüze bakıyorsa, sizin açınızdan okunabilir?
Reklam
Yalanı duyduğumuzda onu ayırt edebileceğimizi düşünme eğilimindeyizdir. FAKAT İNSANLAR SADECE DUYDUKLARI YALANLARI ANLAMAMAKLA KALMAZ, ASLINDA KENDİ SÖYLEDİKLERİ YALANLARIN DA BİRÇOĞUNU FARK ETMEZLER. Bölüm 1’de gördüğümüz gibi, ortalama insan bir günde bir sürü yalan söyler - BAZEN BUNUN FARKINA VARMADAN VE ÇOĞUNLUKLA ZARAR VERMEK NİYETİNDE OLMADAN. Yalan söylemek gündelik varoluşumuzun sıradan bir parçası gibi görünüyor. Massachusetts Üniversitesi’nden psikolog Robert Feldman, iki yabancıyı bir araya getirdiği ve on dakika boyunca tanışmalarını videoya çektiği bir deney yürüttü. Daha sonra deneklerden videoyu seyretmelerini ve “tümüyle doğru olmayan” bir şey söylediklerinde belirtmelerini istedi. Katılımcıların çoğu başta sohbet sırasında tamamen dürüst olduklarını öne sürdüler. Bununla birlikte aslında yüzde 60'ı, o on dakika süresince en az bir kez hakikati çarpıtmıştı - çoğu bunun farkına bile varmadan. Bir durumda, bir katılımcı bir Rock müzik grubunda şarkıcı olduğunu iddia ederek açık açık yalan söylemişti. Bilmeden yalan söylemek nasıl mümkün olabilir? “İnsanlar adeta refleks olarak yalan söylüyorlar” diyor Feldman. “Normal sosyal söylemlerinin parçası olarak bu konuda düşünmezler.” Genellikle başka insanları etkilemeye değil ama kendimizle ilgili onların bizden olmamızı isteyecekleri şeye uyan bir görüntü sergilemeye çalıştığımızı ilave ediyor.
Açık uçlu bir soru tam olarak nedir? Kapalı bir soruya bakarak başlayalım. Kapalı bir soru, kısa bir “evet” veya “hayır”la cevaplanabilen bir sorudur. Konuştuğunuz kişiyi size talep ettiğinizden daha fazla bilgi sunmaya teşvik etmez. Eğer bu insan herhangi bir dalaverenin peşindeyse, kapalı bir soru kapıyı daha fazla şey öğrenme fırsatlarınıza kapatır. Kapalı sorulara örnekler şunlardır: “Rakiplerimizden biriyle mi görüşüyorsun?” “6:15 uçağıyla New Jersey’ye gittin mi?” “Akşam çıkmadan önce o raporları masama bıraktığından emin misin?” Şu şekilde sormuş olsaydınız, nasıl farklı bir karşılık alabileceğinizi hayal edin: “Continental Metrics yerine bizimle anlaşma yapmayı tercih etmeye nasıl karar verdin? “Havaalanına doğru yola çıktıktan sonra ne oldu?”“Ofisten çıkmadan önce başka neyi tamamlamaya çalışıyordun?” Temel çizgiyi belirlerken açık ve kapalı sorular sorabilirsiniz. Bununla birlikte şüphe duyduğunuzda, sorduğunuz soruların biçimi oldukça önemlidir.
Bunu kimin yaptığını düşünüyorsun?” diye sorun. Suçlu bir insan ya hiç isim vermeyecek ya da soruşturmayı genişlet­meye teşebbüs edecektir.
Bir yalancının hikâyesi çoğunlukla katı bir kro­nolojik sıralama içinde anlatılacaktır ve hikâyenin gelişigüzel bir yerinde toparlaması istendiğinde, geri dönmekte büyük güçlük çekecektir.
Reklam
ister suçlu olsun ister masum, mikroskop altındaki bir böcek gibi hissetmek istemeyecektir
Bir yalancının hikâyesinde yüzde doksan dokuz sonsöz olmaz; esas olayla konuyu bitirecektir
Anlaşıldığı gibi gerçekten başımıza gelen olayları anlatma şeklimizle uydurduklarımız arasında büyük bir fark var. Öyküler gibi anıların da bir başlangıcının, gelişme bölümünün ve sonunun olduğu varsaymak mantıklı görünecektir. FAKAT ANININ YÖNLENDİRİLMESİNDE AKLIN FAZLA BİR ROLÜ YOK. Avi-noam Sapir, israilli eski bir polis memuru, bir yalan
332 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.