Pascale Gillot

Pascale GillotAlthusser ve Psikanaliz yazarı
Yazar
10.0/10
1 Kişi
5
Okunma
0
Beğeni
329
Görüntülenme
''Eğer ebedi olan her türlü tarihe (zamansallığa) aşkın değilse ama ebedi olan her tarafta tarih dışı bir şekilde var olan yani tarihin bütün mekanı içerisinde biçim olarak değişmez olan anlamına geliyorsa, Freud'un önerisini harfi harfine alıp şöyle yazacağım: Tıpkı bilinçdışı gibi, ideoloji ebedidir ve şunu da ekleyeceğim. Bu yaklaştırma bana teorik olarak meşru gelmektedir. Çünkü bilinçdışının ebediliği genel olarak ebedilik ile ilişkisiz değildir."
- insan öznesinin merkezi dışarıya atılmıştır. Onu öyle bir yapı oluşturur ki, ancak ve ancak kendini tanıdığı ideolojik formasyonlarda ve benliğinin hayali yanlış anlamalarında böyle bir merkez varmış zannedilir.
İdeoloji bireylerin kendi gerçek varoluş koşullarına dayalı hayali ilişkilerinin canlandırıl­masıdır.
İdeoloji, sadece gerçek hayatın - tersine döndürülmüş - bir can­landırılması değil, ancak ''bir canlandırma canlandırmasıdır'.
Althusser, öznenin nesneyle olan ilişkisini, yani öznenin, içerisinde eşzamanlı olarak hem kendisini bulduğu, hem de kendisini unuttuğu ''bu aynası''nı betimlemek için, mekandaki merkez ve • • ''çembersel çevre'' benzetmesine başvurmuştur: Ozne nesnenin bu ilişkisi bir ''öz ve görünüm ilişkisi olarak ele alınmalıdır'', başka türlü söyleyecek olursak ''- merkezin kurucu özne tarafından oluşturulduğu bu ilişki , bu merkeze konsantrik nesneler mekanı olarak ortaya çıkar. Bu nesneler, bu varlığın ya da bu öznenin özünü nesnelleştirdikleri için onun kurucu öznesidirler''. Althusser, Feuerbach' ın felsefi hümanizmine özgü ''bilincin teorik ve pratik üstünlüğü tezine'' karşı, merkezi bir özne ve kurucu bir özne anlayışına karşı gelerek, Lacan doğrultusunda, merkezi olmayan ve kendisinin dışında bir şeye tabi olmuş bir özne kavrayışını getirir
Althusser'in Marx'ın yapıtında altını çizerek ayırdığı çok nedenlilik teorisi, üstyapının son yargıda yapı tarafından belirlenmesinin mekanist ve tek yanlı yorumunu engeller. Tam tersine Althusser, Marx okuyuşunda ekonomizmin karşısına ''her türlü toplumsal formasyonun özünü oluşturan yapı ve üstyapı karmaşası içerisinde de ''belirleyici mevkilerin'' ilişkisinin yeni bir kavrayışını'' önermiştir. Bu kavrayış ''bir yandan üretim tarzının (ekonominin) son yargıda belirlenmesinin; öte yandan üstyapıların ve onların kendilerine özgü etkinliğinin görece özerkliliğini'' ortaya koyar
Althusser' e göre ''söz konusu olan böyle bir hümanist anlayışın iddiası, toplumu ve tarihi, insanın özünden yola çıkarak ele almak, bu özü, özgür insan ihtiyaçlarının, emeğin ve arzunun, politik ve ahlak eylemlerinin öznesi olan özgür bir insan olarak ele almaktır." Ve nasıl Lacan, Freud' un keşfinin psikolojinin temel varsayımlarına ''kökten karşı'' olduğunu vurguluyor ise, Althusser onu yankılayarak şöyle der; ''Marx bir tarih bilimi kurup Kapital' i yazabildiyse, bunu ancak böyle bir hümanizmden ve onun teorik iddialarından kopabildiği için yapmıştır''. Althusser'in aynı zamanda ''Marx'ın teorik hümanizm-karşıtlığı'' adını verdiği özellik böylece oluşur
Marx "homo economicus" ya da "ihtiyaçların insanının" temel bir veri olarak alınıp ortaya çıkarılmasına dayanan ampirist-pozitivist ideolojiye karşı gelerek, ekonomik olayların belirlenmesinde ve oluşmasında üretim tarzı ile belirlenen temel bir yapının varlığını öne sürmüştür.
Sayfa 20