Paul Blackledge Sözleri ve Alıntıları
Paul Blackledge sözleri ve alıntılarını, Paul Blackledge kitap alıntılarını, Paul Blackledge en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Tarih, kendi amaçları peşinde koşan insanın faaliyetinden başka bir şey değildir.”
Marx hindistan alt kıtasında emperyalizmin rolüne ilişkin analizini geliştirdiği zaman, hintlileri hem emperyalizmin kurbanı olarak hem de kendi kurtuluşlarının potansiyel etkin özneleri olarak görüyordu.
Marx bu analize görüşürken kullandığı yöntemle ilgili olarak, "düşüncenin zihindeki sömürü kendine mal edebilmesini tek yolunun" , "soyuttan somuta giden" bir süreçten geçtiğini yazmıştı. Marx'ın bu süreçte anlatmak istediği, olgusal araştırma ihtiyacına son vermek değildi; tam tersine. Marx toplum bilincinin göründüğü şekliyle bütünden -verdiği örnek belirli bir toplumda nüfusu- yola çıkması ve sonra küçük adımlarla ilerleyen bir süreçte bu bütünü parçalayarak, onun doğasını belirleyen çok sayıda bileşene ayırması gerektiğini savundu.
Marx kapitalizm 3. Cildinde şu ünlü cümleyi yazmıştır: " özgürlük dünyası gerçekte ancak çalışmanın ihtiyaca ve dış baskıya tabi olmaktan kurtulduğu yerde başlar"
Köylülük ya burjuvazinin ya da proletaryanın peşin-
den gider. Ama eğer proletarya kendisini izlemek isteme-
yen bir köylülük İle her ne pahasına olursa olsun birlik-
te yürümek isterse gerçekte finans kapitalin kuyruğuna
takılmış olur: örnekse, 1917’de Rusya’da anayurdun sa-
vunucusu işçiler: Çin'de Komintang'ın saflarındaki işçi-
ler (Komünistler de dahil olmak üzere); ve 1926'da Po-
lonya’da Polonya Sosyalist Partisindeki işçiler ve bir
oranda da Komünistler.
Komünist manifestonun 1882 Rusça basımının önsözünde ; "Rus devrimi batıda proleter devriminin işareti olursa ve böylece ikisinde birbirini tamamlarsa o zaman Rusya'daki komünal köy mülkiyeti, komünist bir gelişim için çıkış noktası olarak iş görebilir"
Tarihsel incelemelerinde Marx, ne insan öznel etkinliğini , ne de ekonomi dışı yapıları, altta yatan ekonomik süreçlere indirger.
Herhangi bir çağın gerek ortak gerekse özgül özelliklerini küçümseyen bir tarihçi, ister istemez dönemin yetersiz bir tarihini yazar. Yine de bu iki eksiklikten ikincisi şimdiye kadar daha önemli olmuştur; çünkü geçmişi yeterli şekilde dönemleştirmedeki başarısızlık, tarihin tarihsellikten çıkarılmasıyla sonuçlanır.
"Zorunluluk ancak kavranılmadığı ölçüde kördür."