Almodovar’ın fantezi ve çapraz cinsiyet kimliğine olan hayranlığıyla, son zamanlarda feminist sinema teorisyenlerine psikanalitik düzleminde esin kaynağı oluşturma gerçeğiyle karşı karşıya geldiğini ileri süreceğim. Gerek Almodovar gerekse onlar, öykülü sinemayı asıl olarak erkeğin edilgen bir dişi objeye yönelik sadist ve dikizci bir bakışı olarak okuyan eski görüşe karşı bir meydan okuyuş ortaya koymaktadırlar. Eğer arzu sınırlıysa (izleyicinin konumlanması oynak ve değişkense), görsel hazzın imkânları artar.