Paul S. Links

8.0/10
1 Kişi
24
Okunma
0
Beğeni
299
Görüntülenme
BKB icin aile müdahaleleri
Ebeveynleri suçlamak, yalnizca ebeveynler BKB olan danisanin iddialarindaki dogru olan seylerden pismanlik duyabilirlerse yararli olur.
Reklam
Kesmek istiyorum. Acıyı görmek istiyorum çünkü görülecek en fiziksel şey bu acıyı içeriden gösteremezsiniz. Kesmek ve göstermek, dışarı çıkarmak istiyorum. Neyi mi? Sadece acıyı…
BKB'li üyeleri olan aileler üzerine yapılan çalışmalar, klinik gözlemler alanından 1980'lerde yapılan deneysel çalışmalara geçtiğinde, prototipik aile anlayışımızdaki radikal revizyonlar gerçekleşmiştir. İlk çalışmalar, bu ailelerin çoğunun, Masterson teorisi ve öncül aile terapistleri tarafından öne sürüldüğü gibi, aşırı ilgili ve ayrılmaya dirençli olduğunun doğru olmadığına karar vermiştir. Daha ziyade, BKB olan kişilerin ailelerinin, erken gelişimleri sırasında onlarla yeterince ilgilenmediğini ve bu ailelerin travmatik deneyimlerde yardımı geciktirdiğini veya yardım etmediğini göstermiştir. Buna göre ihmal ve travma BKB'de prototipik olarak belirlenmiştir.
Sayfa 195 - pusula yayınevi
Borderline kişilik bozukluğu olan kişiler, haksız muamele gördükleri duygusuna kapılarak, ihtiyaç duydukları ilgiyi veya bakımı görmediklerini düşünerek büyürler. Bunun için kızgındırlar ve genç yetişkinler olarak, kendilerinde eksik hissettikleri şeyleri telafi edebilecek birini ararlar. Bu nedenle özel ilişkiler kurarlar ama bunlar başarısız olur, çünkü ilişkide oldukları kişiyle ilgili gerçekçi olmayan beklentiler oluştururlar. İlişkileri sona erdiğinde reddedildiklerini veya terk edildiklerini hissederler veya haksızlığa uğradıkları için öfkeye kapılırlar (büyürken olduğu gibi) ya da kötü ve sevilmeyen biri olduklarını düşünürler. Tüm bunların sonucunda da intihar ya da kendine zarar verme davranışı ortaya çıkar. Bu kişilerin kendilerine kötü davranıldığına dair duydukları öfke ya da kendilerini kötü hissetmeleri ve kendilerine zarar vermeleri, yakınlarının özellikle de anne-babaların suçlu hissetmesine ve durumu telafi etmeye çalışmasına neden olabilir. Bu durum da doğal olarak onlarda kişiyi korumak veya kurtarmak için istek uyandırır. Başkalarından, özellikle de ebeveynlerden gelen bu türden tepkiler, ne yazık ki, BKB olan kişilerin, kendi ihtiyaçlarını karşılamada gerçekçi olmayan yüksek beklentilerini doğrular ve bu döngü, kendini tekrarlamaya mahkumdur.
Sayfa 201 - pusula yayınevi
Reklam
BKB olan danisanlarin kisiler arasi kirici davranislari grup terapilerinde daha sik ortaya ciktigi ve meydan okumaya daha hazir olduklarindan, birincil terapist bu konuda dikkatli olmali ve bu sorunlari bireysel psikoterapiye aktif olarak entegre etmelidir.
Çoğu kişi için isteyerek kendine zarar verme davranışı intihar niyetinin önemli bir göstergesidir. Ancak kişinin tekrar eden öz-yıkım davranışları her zaman intihar niyetli olmayabilir. Birçok öz-yıkım davranışı kendini cezalandırma sebebiyle gerçekleştirilir.(Shearer 1988) ve bazen acı veren veya katlanılmaz durumdaki duygusal durumlardan kurtulma ile ilgilidir(Soloff ve ark. 1994).
Sayfa 46 - pusula yayınevi
Bireysel psikoterapide öğrenemediğiniz şeyleri gruplar halinde öğrenebileceğinizi bilmelisiniz. Özellikle başkalarının benzer problemleri olduğunu görebilir ve onlarla nasıl başa çıktıklarını öğrenebilirsiniz. İstediğiniz yakın ilişkileri bilmeden nasıl engellediğinizin farkına varabilir ve grupta bu kalıpları değiştirmek için çalışabilirsiniz. Dahası, bazı şeyleri grup terapisinde daha hızlı öğrenebilirsiniz. Örneğin, insanların genellikle katlanamayacağınız duyguları ifade etmelerini dinlemeyi ve neden böyle hissettiklerini anlamayı öğrenebilirsiniz.
Sayfa 225 - pusula yayınevi
Reklam
Bir yerlerini kesme dürtüsü ile baş etmeye çalışan bir hasta şunları söylemiştir: "Kesmek istiyorum. Acıyı görmek istiyorum çünkü görülecek en fiziksel şey bu. Acıyı içeriden gösteremezsiniz. Kesmek ve göstermek, dışarı çıkarmak istiyorum. Neyi mi? Sadece acıyı.."
Sayfa 47 - pusula yayınevi
Zanarini ve Frankenburg(1994) BKB olan kişilerin tipik "abartılı" tarzını başkalarıyla ilişki kurmak için sahip oldukları yoğun, ısrarcı ve dramatik iletişim hissi ve isteği üzerinde tanımladılar. bunun devamında, Zanarini ve arkadaşları(1998) "borderline kişilik bozukluğuna sahip olmanın sancısını" belgeleyen bir çalışma gerçekleştirdi. 50 disforik his ve düşünce üzerinde sistematik araştırmalar tezlerini büyük ölçüde destekliyordu. BKB olan kişiler 50 his ve düşüncenin hepsinde BKB olamayanlardan daha yüksek puanlar aldı. BKB olan kişiler bunalmış(%61,7), değersiz(%59,5), çok öfkeli(%52,6), yalnız(%63,5) veya yanlış anlaşılmış(%51,8) hissetmek konularında çok büyük yüzdeler oluşturdular. Daha açıklayıcı olan bir şey ise bu kişilerden bazılarının yüksek düzeyde BKB olmayanların nadiren karşılaştığı sebeplerle sıkıntı çektiklerini belirtmesiydi: terk edilmiş hissetmek (%44,6), ihanete uğramış hissetmek (%35,9), şeytani hissetmek(%23,5), kontrolü kaybetmiş hissetmek (%33,5), küçük bir çocuk gibi hissetmek(%39,1) ve kendine zarar vermeyi veya intihar düşünmek (%44). BKB olan kişilerin sancının yoğunluğu ve süresi hakkında söyledikleri hekimlerin BKB olanların olmayanlardan kolaylıkla ayırt edebilmesini sağladı. Neyse ki, BKB olanlar hastaneye yeni yatırılan hastalardan oluşuyordu ve destek görmek için sancı ile ilgili söyledikleri konusunda ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarına güvenebilirdi. Ancak sonuçlar bu bozukluğun hayatı bir işkence haline getirdiğinin altını çiziyordu.
Sayfa 34 - pusula yayınevi
Aileler için psikoeğitim ilkeleri 1. Ruhsal hastalık, ailedeki bir problemin belirtisi değil, kişi içindeki bir problemdir. 2. Ruhsal hastalığının tedavisi için aile desteği gereklidir. 3. Psikoeğitim, tedavi, prognoz ve süreç hakkında bilgi sahibi olmayı içerir. 4. Psikoeğitim zararlı, öfke ve eleştiriyi azaltabilir. 5. Aileler genellikle hastalığın ailede yabancılaşma ve sosyal izolasyon gibi olumsuz etkilerini bilmez. 6. "Kötü" ebeveynler kötü niyetli değildir, bilgisiz veya hastadır. 7. Aileler ağır bir yük altındadır ve yeni yönetim stratejileri bu yükü azaltabilir.
Sayfa 196 - pusula yayınevi