Mitoloji karşısında oldukça kuşkucu davranan Aristoteles ve Polybios, konformizm ya da siyasi hesaplar nedeniyle, Theseus'un veya rüzgar kralı Aiolos'un tarihsel gerçekliğine inanmamışlar, mitleri reddetmek için çaba göstermemişler, yalnızca onları düzeltmeye çalışmışlardır. Niçin düzeltmeye çalışmışlardır? Çünkü mitlerin hiçbirisi, artık gösterilmeyen güvene layık şeyler değildi. O halde, mitlerin tamamını neden reddermediler? Çünkü Yunanlılar efsanelerin baştan aşağı yalan olabileceğine hiçbir zaman inanmadılar. Mitin antik dönemdeki sorunsalı, az sonra göreceğimiz gibi, doğası gereği açıklanamayan iki dogma ile sınırlıdır: Hiçbir şey başlangıcı itibariyle veya baştan sona yalan olamaz çünkü bilgi yalnızca bir aynadır ve yansıttığı şeylerle öylesine iç içe geçer ki aracıyı mesajdan ayıramazsınız.
Yunanlılar yurttaşlarının övülmesinden aldığı zevkle alay eden ilk insanlardır: "Ey Atinalılar! Siz aptal bir halksınız; size bağlı şehirlerin temsilcileri sizi kandırmak istedikleri zaman, muhteşem Atina diye başlarlardı ve siz bunu duyunca kıçınızın üstüne geri otururdunuz."
Hıristiyanlar hiç kimsenin artık inanmadığı mitolojik tanrıları yerle bir ettikleri halde, mitolojik kahramanlar hakkında hiçbir şey söylememişlerdir, çünkü Aristoteles, Polybios ve Lucretius da dahil olmak üzere herkes gibi bunlara inanıyorlardı.