Phil Thornton Sözleri ve Alıntıları
Phil Thornton sözleri ve alıntılarını, Phil Thornton kitap alıntılarını, Phil Thornton en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanlardaki kaybetme endişesi kazanma endişesinden daha güçlüydü.
Marshall amatör bir biyolog olarak insanların tıpkı hayvanlar ve bitkiler gibi koşullara uyum sağladıklarının farkındaydı. İnsanlar söz konusu olduğunda harcama ve yatırım kararlarını etkileyen çok sayıda faktör vardır.
Alfred MARSHALL
Ricardo çağının adamıydı ve onu ticaret kısıtlamaları gibi meseleler üzerine düşünmeye ve yazmaya sevk eden şey temelde Napolfon Savaşları sonrasında Britanya'da olup bitenlerdi. Serbest ticaretin tüketiciler açısından fiyatları düşüreceğini ve toplumların da en iyi oldukları şeyde uzmanlaştıkları ölçüde zenginleşmelerini sağlayacağını görebilecek kadar ferasetli olduğuna şüphe yoktur. Yine de 21. yüzyılın küresel ekonomisi, Ricardo'nun Avrupası'ndan hayli farklıdır ve Ricardo'nun serbest ticaret teorilerinin, uygulamada yarattığı etkilerin giderek artan bir memnuniyetsizlik yarattığı açıktır.
1950liler
Becker ekonomiye özgü bir kavram olan fırsat maliyeti kavramını kullanarak, öğrencilerin katlandığı tek maliyetin üniversite eğitimine başlarken ödenen harçtan ibaret olmadığını söylemiştir, diğer bir maliyet de emek piyasasının dışında kalarak kaybettikleri üç ya da daha çok yıllık kazançtı. Bu da, durgunluk ya da düşük büyüme dönemlerinde, yani kazançların artsa artsa nominal olarak artacağı dönemlerde, bu ücretlerden vazgeçip, uzun vadede kar getirecek daha iyi bir eğitime yatırım yapmanın ekonomik açıdan anlamlı olduğunu göstermektedir.
Çiftçiler arazileri adım adım kuruttukça ve nüfus artmaya devam ettikçe bir gün gelecek işçileri beslemek için yeterli gıdayı üretmek imkansız hale gelecek, bu da kıtlık yaratacaktı. Ricardo bunu " durgunluk" olarak adlandırdı, bu teorisi Malthus'un teorilerine dayanıyordu. Hem bir bilimadamı hem de bir vaiz olan Malthus öngörülen nüfus artış oranının gıda arzındaki artış oranını geçmesinin kıtlığa yol açacağını söylemişti.
David Ricardo
yok efenim bizde tabana yaymayı severler
Vergi yükünün daha ziyade en yüksek ödeme gücüne sahip kişilerce taşınması Smith'i mutlu eden bir düşünceydi.
Sermaye nasıl en yüksek değeri yaratan sektörlere kayıyorsa, her bir işçi de en yüksek ücreti alabileceği işi hedefleyecektir.
arz-talep
Rasyonalitenin de iki yüzü vardır: İlki insanların rasyonel davranış olarak addedikleri şey diğeri ise insanların gerçekte nasıl davrandıklarıdır. Diğer bir
ifadeyle insanların nasıl davranmaları gerektiğine dair fikirleri ile gerçek hayatta nasıl davrandıkları arasında ciddi bir fark vardır (hem ekonomistlerin hem de psikologların sırasıyla normatif ve pozitif diye adlandırdığı şey budur).
Keynes'e göre bir yatırımcı bir hissenin ne kadar ettiğiyle değil, daha çok diğer yatırımcıların o hisseye birkaç ay öncesinden ne kadar değer biçtiğiyle ilgileniyordu.
Faiz oranları, sıkı bir para politikası uygulanmasını sağlayarak genişlemeyi frenleme açısından faydalı olabilir, ama ekonomik gerileme dönemlerinde etkileri azalır - bu durumu Keynes'in "ipi itme " ifadesiyle özetleyebiliriz.? Ekonomik buhranda insanlar ödünç almak istemeyecek, daha fazla harcamak ve ödünç almak yerine bankada para biriktireceklerdir. Sırf ucuz para ve ucuz işgücü var diye işletmeler yatırım yapmaya ya da genişlemek gibi bir niyetleri yoksa genişlemeye kalkışmazlar.
David Ricardo
Ricardo bir endüstrinin hasılasının toprak sahipleri, işçiler ve " kapitalist"ler arasında nasıl bölüşüldüğünü ve bunun sırasıyla kiraları, ücretleri ve karları nasıl etkilediğini açıklamak istiyordu. Diğer bir deyişle, servetin nasıl yaratıldığı kadar nasıl dağıtıldığıyla da ilgileniyordu.
Toplumun iyi eğitilmiş işgücünden fayda göreceğini kabul ediyor ama bunun masraflarının topluca öyle bir eğitimden gecikmeden faydalanan kişilerce karşılanmaması için bir neden göremiyordu.
Adam Smith
Marshall, talebin esnekliğini etkileyen faktörlerin bazılarını tespit etti. Bunlardan biri ikame etkisiydi - bir ürünün fiyatı yükselirse, o ürünü başka bir ürünle değiştirmemiz ne kadar kolay ya da ne kadar zordur. Kruvasanın fiyatı fırlarsa fırlasın, çörek konusunda bolca seçeneğimiz vardır. Ama eğer ev fiyatları ya da kiralar yükselirse, aynı yerleşimde kalmak istediğimiz sürece, bunların ikamesi yoktur.
Bir ev "küçük bir fabrika" olarak ele alınabilir - Gary Becker
Eğer insanlar beşeri sermaye deposuysa, çocukların da zaman kaynağı (çocuk bakımı) ve girdi (yiyecek ve bebek bezi) gerektiren dayanaklı tüketim malları ya da sermaye malları olmaları gerekir, ama zaman içinde ailelerine hem maddi (ücretlerinden pay ve yaşlılıkta bakım) hem de gayrimaddi (sevgi ve ilgi) yollarla hizmet edeceklerdi. Çocuk sahibi olma kararı da bu nedenle Becker'ın evlilik kararı hakkında düşündüğü gibi ekonomik bir yatırım kararıdır.
Akılda Kalması Gerekenler - F.A. Hayek
Hayek'in eserlerinde yer alan ve şüphesiz hatırlanacak temel öğretileri şunlardır:
• Bireyler toplumun yapı taşıdır ve hiçbir merkezi planlamanın yaratamayacağı toplumsal çıktılar üretirler.
• Hükümet çalışanları ne kadar iyi niyetli ya da ne kadar bilgili olurlarsa olsunlar, ekonomi gibi karmaşık bir sistemi yönetmek için gerekli tüm enformasyona sahip olamazlar.
• Bir toplum için en doğru neticeye bireylerin kendi bilgi parçalarına dayanarak karar vermelerine izin vermek suretiyle erişilir.
• Tüm insanları eşit kılma -daha doğrusu hepsine eşit davranma- girişimi köleliğin yeni bir halidir.