“Ortaçağa geldiğimizde, kedilerin hem en şanslı hem de en talihsiz sayıldıkları bir dönem başlamış bulunuyordu. O yıllarda Mısır’da tanrılık özellikleri atfedilen kediler, Avrupa’da şeytanlaştırılmışlardı.”
“Mısır’da kedilerin başka yerlere taşınması devlet eliyle yasaklanmıştı. Sadece bu konuda çalışmalar yürüten görevliler, ülke sınırları dışına çıkarılan kedileri tespit edip ülkelerine geri getiriyordu. Mısır halkı için, insanların güvenliğinden bile önce kedilerin güvenliğini sağlamak geliyordu ve kedilerin hayatı insana kıyasla çok daha fazla önem taşıyordu. Öyle ki, MÖ 400’lerden bile daha eski zamanlarda, bir kediyi öldürmenin cezası ölümdü. Heredot, bir kedi öldüğünde, o evde yaşayan herkesin derin bir yas dönemine girdiğini ve bunun işareti olarak da kaşlarını tıraş ettiğini aktarıyor. Kedilerin ölü bedeni mutlaka mumyalanıyor, bazen de sahibiyle aynı mezara gömülüyordu.”
Kedileri çok seviyorum, kitaplığıma eklemek istediğim kedi rafım için de bu kitabı seçmiştim öncelikle. Kedilerin önce Tanrilastirilip daha sonra seytan denilerek katledilmelerini ve yeniden evlerimizde yerlerini almasını tarihsel bir süreç içerisinde anlatıyor kitap. 1800lü yıllardaki kedi türlerinin özellikleri, kökenleri, bakımları, hastalıkları gibi pek çok konuya yer vermiş yazar. En sonda da kendi beslediği kedilerin günbegün gelişimini anlatmış. Daha tarihsel bir kitap bekliyordum açıkcası, yine de beğendim ama fırsatım olsa yazara “Sakın şunu yapma, yavru kediye süt mü verilir” gibi uyarılarda bulunmak isterdim.
Selamlar
.
Kedileri severdim evime neşe katan Heram geldikten sonra bambaşka sevdim . Bu kitabı da Hera için bir arkadaşım hediye etti ve ve çok minnoş , çok bilgi dolu bir kitaptı . Kedilerin mamalarından tutun, kuyruk sallama şeklinin ne anlama geldiğini, tarihsel geçmişlerini vs vs bahsetmiş ,Bir de sonunda ise bir kedinin anne olma macerasını anlatmış o kısım beni çok heyecanlandır dı , Kedi severler tavsiye ederiz Hera ve ben
“Hayvan yaşamındaki güzelliği takdir etmeyen kişilerin düşüncesine göre kedi kedidir ve kediden başka bir şey değildir.” bu kitap inanılmaz ama 1887 yılında yazılmış, yazar ve kedisever Philip M. Rule veteriner olmamasına rağmen oldukça iyi bir gözlemci. Kedinin tarihinden başlayan Rule, beslenmesine, üremesine, hastalıklarına ve cinslerine kadar ele almış kediyi. Rule’a göre kediler kısa ve uzun tüylü olarak ikiye ayrılsa da ve neredeyse tüm kısa tüylü kediler “tekir” olsa da, o zamana göre hiç de fena bir araştırma kitabı değil. Kedi hastalıklarında tam tutturamamış, tedavilerde biraz yoldan çıkmış ama özellikle iki yavru kedinin doğumdan itibaren büyüme sürecini gözlemlemesine hayran kaldım. Kitapta aralara serpilmiş yaşanmış hikayeler de var, illustrasyonlar da konulmuş, güzel bir dönem kitabı.