1945 doğumlu Fransız yazar. Edebiyat öğrenimini AntoninArtaud üzerine yazdığı yüksek lisans teziyle tamamladı. İlk romanı Viesminuscules(Küçük Hayatlar, 1984) ile France Culture ödülünü kazandı. Ardından Arthur Rimbaud üzerine kısa metinlerden oluşan Rimbaud le fils’i ve kurgu tarzında Yağmur Durmadı’yıve Abbés’yi yayımladı. 2009’da yayımlanan LesOnze’da (On Birler) kurgu ürünü bir ressama ait bir tablonun tasviri üzerinden Fransız Devriminin bir anlatısını sundu. Bu romanıyla AcadémieFrançaise’in Roman Büyük Ödülünü kazandı.
... biz zekayla donatılmış çarkları nedenini bilmeden, kendilerine sürekli 'döndüğüme göre bir amacım var demektir' diyerek eskiyene dek dönecek kadransız saatler gibiyiz.
İnsanın kendi sözüne ciddi ciddi tanrılar demesi için, bağırsaklarını yarması gerekir. Kendi sözüne ciddi ciddi edebiyat demesi için, maskeyi tüm yüzüne dikmesi gerekir, anestezisiz.
Her erkek çocuğunun babası ile bir alıp veremediği vardı. Her demeyelim yine de, birçok erkek çocuğu diyelim, kimse alınmasın yazdığımıza. Oedipus halt etmiştir zamane insanının babası ile dertlerinin yanında. Bitmez tükenmez bir Stockholm sendromu belki de.
Onun gibi olmamak için edilen yeminlerin birer birer boşa düşmesinin getirdiği kaybetmişlik, kaybolmuşluk duygusu. Her erkek bir veliahttır farkında olmasa da. Kendi hükümranlığı için ise, ki biz buna özgürlük de diyebiliriz, tek bir şey gerekir ve benim dilim varmaz, elim yazmaz bunu ifade etmek için.
Pierre Michon da edebi anlamda babası saydığı yazarlarla bir hesaplaşmaya giriyor bu kitapta. Onları anlatarak kendisiyle yüzleşiyor.
Kral ölmez asla, olsa olsa beden değiştirir.
Herkese merhaba!
Yine 2022 favorilerim arasına giren bir diğer kitap.
Beckett ile açılıyor oyun. Kısacık bir anlatı boyunca "kralın iki bedeni birden beliriveriyor". Ve sahne coşkuyla bitiyor. Perde kapanıyor. Sonrasında Flaubert çıkıyor bu defa sahneye. İbn-i Mengü, Faulkner ve Hugo da peşi sıra. Perde yırtılıyor.
Yazarların suretlerine ve yazınlarına dair kısa kısa metinler bunlar. Kısa olmasına kısa evet ama eksiltili ve örtük anlatımları ile hızlıca ve bir çırpıda okunabilecek cinsten de değil. Ama bir yandan da ilginç ve akıcı.
Bu kitap @kiraathanekitap
tarafından yayımlanan ilk kitap olması ile de ayrı bir yere sahip hiç kuşkusuz; ama bir okur olarak bende de ayrı bir yere yerleşmiş durumda.
Birkaç alıntı ile Michon'a şimdilik kısa bir veda...
"Edebiyatı ciddiye alışımız insanın yüreğini burkuyor". (s. 21)
Ölümlü ve ebedi bedenleri ile yazarları konuk etmeye hazırsanız buyrunuz. Orçun Türkay'ın akıcı çevirisiyle.
Kesinlikle tavsiyemdir!
Keyifli okumalar!
Kitaplarla kalın!
Beckett, Flaubert, Faulkner ve Victor Hugo'ya ufak ufak dokunuşlar yapan kitapta çok fazla metafor var. Bir de bu yazarların en az 2ser kitabını okumadıysanız bu metaforları anlamlandırmak oldukça güçleşiyor.. Ama bu kitabın bana öğrettiği en güzel ve anlamlı şey Victor Hugo'nun mükemmel siiri Boaz Uykuda.. Gerçekten çok güzel şiir..