Ölümsüz Sahih-i Buhári’nin içine gömülmemin ilk anından itibaren, Hadislerin dili ile Kur'ân'ın dili arasındaki farkla çarpıldım. Hadislerin dili, Peygamber Hz. Muhammed’in ve Ashabı'nın içinde yetiştiği çöl atmosferinin saflığını ve keskinliğini yansıtırken, Kur'ân Arabçası, her türlü zaman ve mekanın üstünde ve ötesinde, tamamıyla kendine özgü garip bir ışıkla doluydu.